15
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2350
Okunma

Samanpazarını dolaşmaya gittiğinizde daha önce gitmediyseniz veya bilmediğiniz için bir sonraki sokağa/araya girmediyseniz sizi şaşırtacak kadar çok şeyle doludur.
O bölgeyi genel ele alırsak (ki birbirine çok yakındırlar) Atpazarı-Hisar-Hisarönü-Ulucanlar-Çıkrıkçılar Yokuşu olarak sayabiliriz. Çok fazla tarihi yapı ile doludur. Çarşı olarak düşük gelirlilere hitap ettiği kadar yüksek gelirlilerede hitap eder. Çünkü Atpazarına çıkan yokuş Antikacılarla doludur. Bir otomobil fiyatına koltuklarla karşılaşabilirsiniz. Tarihi camii ilginizi çekebilir. Türbelerin sayısını tam bilemiyorum ama en az 3 tane vardır. Yeni yapılan Altındağ Belediyesi Binasını arkanıza aldığınızda ön cephenizde bulunan alandaki tüm sokaklardan geçmenizi tavsiye ederim. Yukarı çıktığınızda sizi Hisarönü ve şu an tadilat gören "Han" karşılayacak. Baharat-yemiş ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir açık pazar mevcut. Hisar ise başlı başına gezilebilecek bir yer. Bu arada hisarın iç ve dış yapısında kullanılan taşlara dikkat edin. Çok eski tarihi taşları sütunları görebilirsiniz. Az önce bahsettiğim ara sokakların birinde (hisarönünden girilen bir sokakta) bir pasaj var.. Çay bahçesi (cafe) oturup çay içeni büyüleyen bir pasajdır. Daha anlatamadığım pek çok ayrıntı mevcut. Samanpazarını (ve yakın çevresini) şu iki kelimeyle özetleyip bitiriyorum. Fotoğrafçı Cenneti
Not : Hisar ile Çıkrıkçılar Yokuşu arasında Anadolu Medeniyetleri Müzesi vardır. Mutlaka görülmeli derim ben
eskilerden gelen hüzünlü bir inilti gibi saman pazarı
sokaklarındaki insan izleri kahırlı yorgun
yüzlerdeki her çizgide bir mana saklı
anlıyorum sizleri
hangi hayattan kalma bilmiyorum eski eşyalar
atpazarındaki antikacılar yokuşundan çıkarken hayal kurar insan
geçmişi hatırlatır her birinin üzerinde yaşamdan izler
antika bir sandık kilidini açsan neler anlatacak kimbilir
gelinlik genç kızın hayalleri saklı açsan uçacak
bir lambada gördüğüm düşler acı hüzünlü
aydılatığı insanlar nerde kimbilir
yıllar öncesinden kalmalar
hangi ağıtlar yakıldı gecenin sesizliginde
hangi düşler kuruldu masumane
bilmemki
gözüme çarpan antika masalarda
neler yazıldı kimbilir
sevgiliye aşk nameleri mi
yoksa hüzünlü bir veda mektubu mu
düş gibi
antikacı amca otur eski koltuğuna anlat eski eşyaları eski düşleri
hüzünlüdür yaşananlar gerçek hikayeler
her birinde başka yaşam izleri
kimi kaybetmiş kimliğini bilinmez
kiminin üzerinde binlerce anılar gizli
hangisini anlatsam ıssız bir yolcunun bıraktığı bir cezveyi mi
yoksa annesinden kalma koltuğu getiren yaşlı kadını mı
eskilerden kalma hikayeleri anlattıkça hüzünlendik
bir kahvenin kırkyıl hatırı vardır derken
bir damla düştü yanaklarımıza
vedalaştık
hüzün şehrimde gizli kalmış sokaklarda yürürken aheste aheste
hayaller kurdum eski Ankara evlerinde
neler yaşandı kapalı perdelerin ardında
eskinin güzel hanımefendileri nerde
insanları nasıldı kimbilir
saman pazarı atpazarı hisar hisarönü ulucanlar
herbirinde bir başka hayallere dalar insan
eski ama güçlü
ayakta kalmış bir kaç ev bir kaç camii
türbeler
çıkrıkçılar yokuşuna çıkmak için büyük bir nefes almak gerek
yorar ama heyecan katar
mazaların önünde buyurun diyen gençler
güler yüzlüdür sevgiyle davet ederler
ne istersen var
ister eskiden kalma eşyalar
ister yeniye açılan giysiler
her zaman derim ya hüzünlüsün yine Ankara
gökyüzün bulutlu yüreğinde sıkıntı var
eskiden kalan zamanlardan anıların
yenilerde yaşanan düşlerin
kimbilir başında hangi yeller esecek
kim bilir
MAVİ GÖZYAŞLARI
13 MAYIS 2011