Kul perişan, nefs pişman, eremezsem necata
Suç bende, günah bende, hata bende efendim

Kalbimiz taştan katı, vakti bürür masiva
Bitmeyen derdimize deva sende efendim

Boyun büküp el açsak, yola düşsek her defa
Bu hasta gönüllere şifa sende efendim

Zalim nefsin eliyle kilit vurulsa ruha
Yasin senin elinde, dua sende efendim

Ah! Zavallı ümmetin yine derin uykuda
Meleklerin duyduğu nida sende efendim

Biz dünyaya meyledip yaşarken zevkü sefa
Bezmi elest ahdine vefa sende efendim

Onulmaz bir pişmanlık ve mahkûmuz eyvaha
Mizanda ağır gelen baha sende efendim

Bu koskoca kâinat bürünse de siyaha
Şems sende, fecir sende, duha sende efendim

Geri çevrilir mi hiç el uzattın dergâha
Tevekkülle yoğrulan vaha sende efendim

Arşı ala dilinden dökülene aşina
Hamd sende, Yüce Rabbe sena sende efendim

Nübüvvetin mührünü nakşedip de alnına
Rabbimin seyrettiği ayna sende efendim

Kuranda senin nurun, her ayet, her sayfada
Hirada yankılanan seda sende efendim

Taneden imameye sana bağlı evliya
Sönmez o ışık sende, ziya sende efendim

Öyle güzel ahlak ki zatına mahsus zira
Takva sende, züht sende, vera sende efendim

Verdikçe arttırır o, sığındıkça penaha
Cömerdi imrendiren seha sende efendim

Biz ne kadar uzağız senin tattığın cuşa
Her secdede miracı inşa sende efendim

Kalemim boyun eğdi bu aciz yakarışa
İki cihan sırrını ifşa sende efendim

Senden şefaat ister ey sultanlar sultanı
Nazlı bir kuş çırpınır canı tende efendim

Bekleşiriz bir kere gelmek için ravzana
Ümmetin sana meftun, sana bende efendim