9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma

Şems
şark’a yönelip eteğini toplarken
en dar vakitte
Gülhane parkında oturup
senli cümleler sarmalıyor ruhumu.
gül kurusu yağmurlar kopardı küçük kızın dudaklarından masumluğu
faili meçhul cinayetin tek tanığı gece
rüzigârla cilveleşirken perdeler
hiçliğim
benliğim taş plakların notasız enstrümanında
şehr-i İstanbul kıldan ince gömleği üzerine geçirirken
hicranın gölgelerinde maviliğini aradım
boylu boyuna uzandıgım selâ da
musalladaki küçük kızın saçlarında aradım
ruhumu yalpalayan Eminönü sahilini
hükümsüz adreslerde guslettim Züleyhayı
Yusuf’un kuyularında bir mezar kazdım
gece karası gözlerini sordum sevda çiçeklerine
seni sordum
takvim yekparelerinin sarı yapraklarına
sensiz
gece
eflatun dolunay
kırmızılığım harfleşip Azraile ölümüne susamakta
şehr-i İstanbul’un sen kokan gölgesi
gecenin ince eleğinde Marmara
avuçlarıma dolup
taşmış tuzlu suyu
İstanbul"un dudaklarında
yağmur tel tel toprağı süzerken
ılık bir meltem
kulaklarına senli cümlelerimi zikretmeye geliyor cancağızım
hayat
siyah- beyaz bir film
ve
yazgım ıslak avuç içlerine serilmiş can sızım
hasretin bağrında İstanbul
senli cümlelerimi bırak
avaz avaz bağırıyor Marmara’nın durgun suyu
kalabalık
İstiklâlden elini eteğini çektiğinde
maviliğine büründüm
bir solukluk nefesim bile
gece karası gözlerini buram buram içime çekti
ıslak kirpiklerimi
sevda çicekleri kokan parmakların siliyor cancağızım
vuslat filizlerini dudak kenarlarında sakladım
iyi bak emi onlara can sızım
gordion
03/05/2011
5.0
100% (7)