6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1185
Okunma
Dağların üstünden, aşıp da geçsem
Uzun, ince giden, YOLLAR küsecek
Hiç selâm vermeden, koşup da geçsem
Yemyeşil ağaçlar, DALLAR küsecek…
Buncasına rağmen, bizi yeğleyen
Derdi ortak edip, sırrın söyleyen
Darda kaldığında, imdat eyleyen
Bizden medet uman, KULLAR küsecek…
Azamet timsali, otağa girsem
Atlas yorganlara, elimi sürsem
Saraylara ipek, halılar sersem
Kıl çadır içinde, ÇULLAR küsecek.
Başta; bizim için, köz olup yanan
Hasret pınarından, su içip kanan
Ateşten kavrulan, sevgili canan
Bize kucak açan, KOLLAR küsecek…
Aşım bereketli, bitmez ki yesem
Yağmur; şıpır-şıpır, sis; çisem- çisem
Her şeyim güzeldir, tatlıdır desem
Sarı mum petekte, BALLAR küsecek…
Kale gibi sırtım, dağa yaslasam
Yoksulu giydirsem, açı beslesem
Tacıyla, tahtıyla, yâri süslesem
Beyaz gelinlikte, ALLAR küsecek…
Mutluluk tacını, giysem başıma
Kudret kalemini, sürsem kaşıma
“Deli- dolu sevdi”, yazsam taşıma
Beni omuzlayan, SALLAR küsecek…
Necati oynasa, sazını çalsa
Neşeyle eğlense, mutluluk dolsa
Gurbet illerinde, otursa kalsa
Bütün cümle âlem, ELLER küsecek…
Necati Ocakcı
5.0
100% (7)