31
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1220
Okunma

Duygusal acılarımızdır
Bize; yudum yudum belirsizliğince, içirir o anıtsal sevgileri
Gökten elmasını bekler, dağlarda gönül
Yorulur, umuta açık elleri
Kahredici yangınlar, içimizi de çöle çevirir
Sarar tüm beynimizi, ahtapotun zorlu kolları
Kalp çırpınır
Hicran bile, bu halimize ağlar
Köz sancılar da, midemizde kaynarlar
Acırlar tüm verilen onca emeklerimize
Ve de bu zavallı halimize
Eyer sevginin gizemin de, karşında ki layıksa
Ölümsüzdür
Sarhoşluk sarar, ihtiraslarda gözler kördür
Kurtuluşun çaresi de vardır, yaşamın da ayıksa
Nefsin boyar gözlerini, bağlar elleri
Soluk almak bile zordur
Bazı gerçekler ortaya, tek tek çıkmadıkça
Umutlar da, ortaya çıkmazlar
Yanar söner ateş böceği gibi, kandırır ve ürkütürler
Beklentileri olmazsa akmazlar
Bedenimizi de üşütürler
Fakirdir, her tatlı söze kanaraktan
Son lokmasını bile, umutlarına takarak olta atan
Tek çırpınmalarının, bel ağrıları hatıra kalır
Kayığında ki boş küreklerle, yalvarır
Ve sonuç
Ne ola ki, aldanır
İlk duygularımız da, ne denli tatlıysa
O derece de, acı ve elemlerle doludur
Ya arkasından koştuğumuz atlıysa
Eller böğrümüzde boşta kalır, yıkılan son soluğudur
Dön geriye ey, sahipsiz yolcu!
Bu hayat ne sana buldurur, ne de seni güldürür
Son nefeste
Ya cehenem de kor, ya cennette güldür
Gelipte geçen; saniyemsi, hayal bir yoldur
Sana ilk ve son çare de tek umut "Resuldür"
AZAP...
5.0
100% (22)