4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1425
Okunma

Kırmızı siyah mürekkebim can çekişiyor,
Pervanesine tutuşmuş kalbi inkilap yaşıyor ,
Taşı toprağı deliyor nazenin filiz yol istiyor ,
Gönlünü rüzğara kaptırmış,ne ararsan var ,
Haykırıyor pervane ! biz yapmıyoruz , ”O ” yapıyor
Sen sokağı ömür , ben gezeni ömrün ,
Gizli bir alev salkımı düşürüyor içine ,
Zaman geçiyor ışığı tutulan ufkun ,
Milyonlarca dalga ,milyonlarca kabarcık ,
Karlar altında donarken ateş için de yanıyor ,
” Çekirdeklerdir sinelerinde ,çınarları besleyen ”,
Hani ! mum içinde ateş altında ufku seyrettiren ,
Kelebek ömrü kadar ,kısa süreceğini bilse de ,
Zülfüne çoğalsa da, siyah dokunuşlar
Razıdır gamına züftüne pervane zülfü_yar
Mecalsiz akıl ,sinedir tutuşan , can bezmi alem ,
Kanunu can, bezmi elem yağmurunu besleyen ,
Tane ,tane ,nare,nare, ince, ince ,ağır ,ağır eriyor ,
Zülf_i yar’e kısmeti kördüğüm olsa da ,
Yılların tatlı su kaynağı kapısını aşındıran
Mecalsiz özlemler akıyor baharın güzelliğine ,
Oysa ! güzeller güzeli sofrası ,güzellik için de ,
Kelimelerin sütünü , kaneviçe işliyor ışığa ,
Cemresi kitap gibi ,ömürlük ilim öğreniyor ,
Bütün hücreleri bir beden gibi hissediyor ,
Bilir sudaki pırıltı izi onu sonsuzluğa götürecek ,
Bilir bir avuç tuz , bir okyanus suyu zehirliyecek ,
Bilir pervanesi ak üstüne karalar bağlamaz ,
Bilir erimek, tekrar dönüştür kendi külüne
Bilir’pervanesi şemsine tutuşmuş ” zülfüyar.
Gülay GÖKTÜRK .
5.0
100% (7)