1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1553
Okunma
Ölüm, kırmızı güller gibi serpilecek gülüşlerimize.
Sonbahar değil mi bu ? inadına düşüyor yapraklar elimize.
Gökyüzü nefes oluyor içimize,
Toprak beden.
Ölmek nedir ki bize?
Seslenir şimdi bulutlar aşkını toprağa,
Hırcın bir rüzgar dokunur saçlarıma,
Güneş dökülür avuçlarıma.
boşluk oluruz gezegenin göz yaşlarında.
Sormazlar! Düşünmedikten sonra...
Yalnız onlar kalır yalnız onlar...
Bilmezler, kimi soluduklarını...
Akıllarında gezerim en ucra köşelerinde.
Gelir miydin çizseydim resmini gerçeğin ?
Kuşları tutup uzatsaydım,
Papatyalar toplasaydım.
Biliyorum; kırık zindan, kırık zincir, yarı özgür.
Avuçlarım kanıyor sıktıkça nefesimi.
Damla damla eriyor tablolar,
Kırık parmaklı bir ressam ağlıyor.
Beni de aldılar, seni de...
Kar taneleri dokunuyor şimdi yüreğime.
Bir yabancıyım kendi evimde.
Ne kötü ölmek, çanakkale ile birlikte...
5.0
100% (3)