1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1129
Okunma

ümit öylesine uzun sürdü ki
ümitsizliğe dönüştü
sanki yaşamamıştım
yada çok önce yaşamıştımda
o güne kadar ölüydüm
ben hiç duymadım ismimi
duydumda belki inanamadım
bana ait olduğuna bu ismin
öyle ya ismimin ne önemi vardı
ama ilk kez farkettim
ismimin bana göre olduğunu
senin ağzından döküldüğünde
ismim yakınına düşüyordu
mehtabım kadınım dedğinde
seninle var oluyordum
teninin kokusu bana yakındı dokunduğumda
gözlerin gözlerimde..tenin tenimleydi
dudakların nefessiz dudaklarımdaydı
sen hep benimleydin aklımda
sen herşeyinle hep benimdin
bugunlerde çok şey değil yanlızca
sevdiğim şeylerin bir parça benim olmasını istiyordum
sarılmak istedim çoğu zaman kokunu tenini özledim
en çok en çokta bakmaya doyamadığım
gözlerini özledim
ama öyle uzak öyle ulaşılmazdın ki
azıçık uzandığımda taşlaşıp kalıyordu elim
hiçbir zaman çözemedim
sendeki yerimi
yaşamında yüreğinde neydim
ya da nerede olmamı istedim
göremedin anlayamadın sevgimi tükettiğini
zannederken beni tükettin
sevgimin büyüklüğünü anlayamadın
tek seçeneğim bu şehri terketmek
senden gitmekti
mutsuzluk bile eskimişti
her şey aleyimde işliyordu
gidişim bir geceye sığdı
çığlık oldu sesim hoşçakal dedim
bu bir elvedaydı ama dilim varmadı
sana asla elveda diyecek gücüm olmadı
parmak izlerinin kokusunu duydum
bedenimde parmak izlerin vardı
başın göğsümdeydi saçlarını okşadım
teninin kokusu hala çok güzeldi
parmak izlerin acıtıyordu
hiç yoktan bir sensizlik dahaydı
aynı şehirde aynı havayı solumayacaktık artık
daha gitmeden delice özlemiştim seni
unutmak için ölmek gerekliydi belki
ama ölünmüyordu işte
her gün bir parçan ölürken ölünmüyordu
zor olan hangisiydi bilemiyordum
senden mi yoksa bu büyülü şehirden
gitmekmiydi...
mehtap şentürk