3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1380
Okunma
unut artık
sen yolda gördüğün yaparak tanesisin
yazın yeşil
sonbaharda sarı
gittin
karanlığı yararak
içtin güvercinler gibi
çiğ tanelerini
üzüldün
büzüldün zemheri kabukları gibi
çarşılarda adımların buz kesti
esti ruhuna Tanrıdağı rüzgarı
yanından atlılar geçti
taştı darmadağın düşlerin
gülüşlerini kopyeledi
çocuklar
masallar anlattın
iyi uykular
dedin içine
içinden tramvaylar geçen
kaçan bulutlardan
umutsuz çocuklar
Beyoğlu’nda bir yerde
oturdun Ağa Cami önünde
şair yıkadın yüzünü
gözünü diktin
taktın ardına pişkin aşkta
bulaşıklar yığıldı evde
ayrıldın kimsesiz sokaklarına
şehir Soul söylüyordu
zenci ağıt müziği
sen de çello çaldın
kaldın öyle
boynu bükük kemancılar
sancılar buldu seni
yabancı umut treni geldi
Sirkeci Garı’nda meydana çöreklenmiş
turistler
çörek yediler
kediler gezdi mavi beyaz
biraz üzüldün
ağladın biraz
ayaz vurdu saçalarına
üşüdün biraz
inci dişli zenci kardeşim
sen kemanını çal
ben de flütümü getirdim
1979’dan
müzik öğretmenimiz notaları
haftaya öğretecekti
öğretmedi
notalar başka
diyarlara gitti
senfoni yarım kaldı
söyle hikayemi
siyah zenci müziği
gibi
a................................
5.0
100% (6)