8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
870
Okunma
Ürküyordu yalnız kalmaktan, çaresiz olmaktan
Ve savaşmak istemiyordu artık yalanlardan kendine bile ait olmayan
Sorgusuz günü geçmiyordu gecesi gündüzü yoktu
Çok mu geldim hayat diye haykırdı birden
Yüreğinde fırtınalar vardı eli ayağı soğuktu
Oysaki ateş olur dert çekenin içinde aşktan sevgiden
Gülümsemek bile gelmiyordu artık eski resimlere içinden
Oturduğu yerden doğruldu ve verdi kararını
Sonra diline bir şarkı takıldı
Bitsin artık bu çile, bitsin artık yalnızlık
Ben zaten doğarken de yalnızdım diye…
Şimdi koskoca dünya yetmiyordu ona
O da yetemiyordu koskoca dünyaya…
Geride kalanları yoktu düştüğünden beri bataklığa
Ürküyordu yalnız kalmaktan, çaresiz olmaktan
Dost yoktu yanında
Düşman çoktu..
Derinlerden daha derindeydi sanki yüreği
Ulaşmak imkansızdı zaten bir elde uzanmadı
Tam on beş yaşındaydı hayatı maffolduğun da
Sevdim evlenecez diye kandırıldığında
Şimdi sözde hayatının baharında
Tam otuz yasında
On beş yıldır çektiği ızdırabı kan oldu gözyaşında
Bir gün bitecek demişti herkes o gün gelmedi
Koskoca bir çamura saplanmıştı çırpında
Daha da derine battı sonra
Ve bir gün, her şeyi yitirdiğini anladığı gün
Vazgeçti savaşmaktan
Umursamıyordu artık etine değen elleri
Sadece tiksiniyordu yalnız kalmaktan korktuğu insanlardan