9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2136
Okunma
Gencecik bir kızdı...
Yirmili yaşlarının ortasında.
Tüm dünyası;ailesi,işi,
Ve dostlarıydı..
Sabah erkenden kalkar;
Henüz doğmakta olan yeni güne,
"Merhaba"der ve düşerdi yollara.
Günün moda deyimiyle;
Yaşadığı yer "varoş"diye nitelendirilmiş,
Küçük,sıcak bir mahalleydi.
Tanırdı bütün mahalleli birbirini..
Evi ile durağın arası;
Bir solukluk mesafedeydi,
O bir solukluk mesafede bile,
Onlarca "selam "alıp-verir" di..
Sımsıcak,candan gülüşlerle;
Kimine"günaydın"der
Kimine de "merhaba"
Kimine de "hayırlı işler"dilerdi..
İlkokul çocukları ya anne-baba,
Ya da abla-abi’lerinin ellerinden tutmuş,
Okul yolunda olurlardı..
Esnaflar ise;dükkanlarının kepenklerini açmakta,
Güne başlamanın telaşında olurlardı,
Diğer sabahlar gibi..
Çoğu zaman;gelen ilk otobüse binemezdi,
tıklım tıklım dolu olurdu,
Sabahın o ilk saatlerinde.
İtiş-kakış ufak çaplı mücadeleden sonra,
Binebilirdi otobüse..
İş yeri yarım saatlik mesafedeydi..
İşini çok seviyordu,
Keyifle geçerdi mesaileri..
Bazen iş çıkışı arkadaşlarıyla buluşup;
İki satırlık sohbetler yapabilmek için,
Ya çay bahçelerinde,
Ya da kafelerde alırdı soluğu..
Hayatı seviyordu..
İnsanları seviyordu..
Ailesini,arkadaşlarını,
En çokta yaşadığı kenti seviyordu.
Gönülden bağlıydı bu kente..
Zaman zaman;
Kent dışına çıkmak zorunda kaldığında,
Otobüsün otogardan ayrılışında,
İçi yanar,burnunun direği sızlar,
Ağlardı...
Yeniden kente döneceğini bile bile ,
Ağlardı her gidişinde..
Hayat onun için,
Akıp giderken güzelliğiyle,
Nerden bilecektiki?
Yaşamın ona neler hazırladığını..
Not:Henüz inmedi perde!