O SAATLER
O sabahın erken saatleri var ya gülüm,
Öyle mağrur,öyle mahzun duruşun var ki,
Beni benden alır,sarılasım gelir,
Bir ana kucağına hasretmiş gibi,
Koşasım kucağına düşesim gelir.
Dayanılmaz duruluğuna,saflığına,
Of… ne muhteşem bir duygu o!
Yaşamak ve o anı senle yaşamak.
Gün vurmaya başladımı yanaklarına,
Şenlenirsin çocuklar gibi,
Dalgaların oynaşmasından anlarım,
Ben de sen de çocukluğumu yaşarım.
Yakamozlar başlar parıl parıl parıldamaya,
Benim yüreğimde hayallerim parıldar.
Gel gitler sarar benliğimi,
Her parlayışında yakamozlar,
Yeniden yaşatır bana çoçukluk günlerimi.
Hani o eski zamanlara götürür,
Bir götürür bir kıyına getirir beni,
İşte o saatler var ya o saatler,
Ayrılık ateşinin seni de ,beni de yaktığı,
Ruhani bir ıssızlığın,
Ve sessizliğin sessizliğini dinlediği,
Ağustos böceklerinin bile ,hüzne daldığı,
O saatler,hüzün yüklenir.
Bir o yana bir bu yana salınan başaklar söylenir,
Her bir yeni dalga sükunet içinde,
Bin bir özlem getitir uzaklardan,
her biri bir hayal taşır yaşanmışlardan,
Aşk kokar o saatler çakıl taşları,
Bir tane çeker alırım içlerinden,
Gönlümü verirmişçesine sana,
Bırakırım avuçlarına,gümüşten rüzgar kasesiyle,
O akşam saatleri var ya gülüm,
İçinden tekneler geçer.