Ne başını okşayabildim Ne de dolu dolu bakabildim anatomisine Şevkin çimdikleri battı her seferinde gözlere Kıyılarına yanaşan isli akşamlar ele verdi betimlemelerini Husufun ufkunda talaz gösteri
Sedefin ısmarlama günlere bıraktığı sönmez nûrû Bir kez daha yanaştırır gizemi Kırmızı sarılıp Sarı öper Ve sonra da karanlığın göğsüne yayılır nefs
Sırça bir izzet_i ikram karşısında eğilir şeb . . .
Bir kibrit çöpü tutuştururken gövdesindeki yangını Barut kokusu çalar demirden kapısını Bünyesindeki tüm gözenekleri fetheder alaz Dibinde külden halılar
Bazen renkli bir abajurun perde arkasında saklansa bile Bakışından ele verir kendini gecegüneşi
Sahi ! Bayağı da yakıştı , kırk yıllık gaz lambasının mahlası Öyle değil mi?
25/02/2011 14;00 eMİNE
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Evet bu şinanayın kaç numara olduğunu bilmiyorum ama, zenginler yedi numara,biraz fukaralar beş numara, yoksullar fiske yakardı.Uzaktan bakınca bütün evler tace ölü gözü gibi gözükürdü uzaktan. Yalnız çok bereketli dersler çalıştığımız günlerdi,amlatmak sahiden güç.Akşam üstü ekmeğimiz biterdi öğrencilik yıllarımızda, başka öğrenci guruplarına ekmek aşlırmaya giderdik, yahut bahis oynar bir paket makarnayla dönerdik.Işıklar belli bir saatten sonra ebedi olmazdı zaten. Hani hep derim ya;bizim nesil, biden önceki en az onbeş neslin gördüğü değişimi birbaşına yaşadı.Aslında bizim aklımıza mukayyet olmamız lazım.
çok çok anlamlı dizeler bencede eski bir gaz lambasında mahlas bayağı düşündüren sözler derinliğine indikçe kayboluverdim inan kalemin hep yazsın sevgimle
Mahlas… Gizemli yürek ne güzeldi diyesim geldi birden ve cidden…
Sessizce okumalı şimdi şiiri , bu sayfa özellikle sessizdir ve öyle olmak zorunda kalır içinde bulunduğum mekân . Müzik, bilen bilir olmazsa olmazımızdır ama maalesef bunu sessizce okumalı ve düşünmeli. Şiir çalışmalarını okurken elbet düşünmek zorunda değiliz gönül de zaten hissetmekten yanadır tabii lâkin yine suçumuz yok çalışmaya şiir denmeli ve şiir öyle şiir olacak ki satırlara sadece hissedip gözleri aksettirmeli.
Önce kaleme bakılır , hakikaten şiir için midir uğraş diye ve evet denir bu sayfanın orta yerinde. Önceleri bu sayfaya gelirken ve geldiğimde ne kadar güzel bir uğraş var diyordum , ne kadar güzel çabalıyor ve şimdi de öyle diyorum. Emeğinizin karşılığını verecektir kaleminiz elbet bir gün tabii istikrar olursa ve şiir düşmezse gönülden. Bizimki gibi sırat üstüyse ölüm zaman kollamaz .
Aklına değer şimdi kalemin , bu çaba nereden görünüyor diye o hâlde şöyle bahsedelim:
İmge ve sözcük.
Sermayemiz bildiklerimizdir, öğreneceklerimiz değil. Kelimelerin diline , eğer ki sözlü sanat ile uğraşıyorsa kişi son derece önem vermeli ve dikkat etmeli .
“Ne başını okşayabildim Ne de dolu dolu bakabildim anatomisine Şevkin çimdikleri battı her seferinde gözlere Kıyılarına yanaşan isli akşamlar ele verdi betimlemelerini"
Anatomi?
Türkçe bir kelime dahi değil , edebiyatımızın dili yani şimdinin dili Osmanlı’da edebiyat dili olarak kabûl görülen Farsça’nın bir nevi tercümesidir ve bunu kullanan kalem hakikaten bu işi biliyor denmeli. Fakat “anatomi” Farsça bir kelime de değil. Arapça’nın alanı ise zaten daha farklı ki bana denilse şimdi ritmin tarihi neredendir evet bir iki kelâm ederdik belki ama edebiyat ile pek yakındır diyemem âlemlerin Kitabı haricinde. Denilir şimdi yeniliklere açık olunmalı , ben de evet derim ama fizyoloji ve Yunanca açıkçası bek edebî durmuyor gözümüzde. Bu oralarda olağan görünebilir ama biz doğduğu yerin insanıyız, bize mat görünür.
Ve okur :
“anatomi” sözcüğünde tökezledi , asıldı yüzü . Devam ettik ama, bu kalemi okumak güzeldir çünkü.
“Şevkin çimdikleri battı her seferinde gözlere”
Bu dize biraz yumuşattı , çimdik de bizden şevk de sefer de. Görünen yanında bir eksiklik yok ve hissettirdiği de güzel. Ayrıca şu değindiğimiz kelimelerin dili var ya:
“genç” gösteriyor kalemi.
“betimlemelerini”
“betim” yakışırdı ama öte yanı metni hatırlattı.
Şimdi … Buradan başlamanın sebebine de değinelim. Bir dize ki şöyle bir beş dakika bakakaldım. İlk kelimelerden bu yana anlaşılır bir dil, şiirin şimdide olması gereken yani modern şiir vaktini yaşıyorsa kalem, dilinin sadeliği fakat sıradan olmaması ile olur ancak zaferi.
“Husufun ufkunda talaz gösteri”
Husuf…
İnanın ay tutulmasını şiire daha güzel yakıştırabilirdiniz. Aynı şekilde “dalga,kasırga” mânâyı daha derin kılınır yapardı. Anatomi olmasa idi ve devamı yine kendine yakışır kendi memleketinden olsa idi "husuf" kullanımı gibi evet olabilirdi ama bu hâli ile oldukça zayıf göstermiş.
“Sedefin ısmarlama günlere bıraktığı sönmez nûrû”
“nûr”
Ne güzel yakışıyormuş değil mi ..
“Kırmızı sarılıp Sarı öper”
Yok böyle bir güzellik.
“Sırça bir izzet_ü ikram karşısında eğilir şeb . . .”
Bir yazım hatası sanırım çünkü izzet_ü ikram diye bir şey tanımadım şimdiye değin. Ve bu sakın:
Alaz… alev..ateş..yangın hepsi eşittir kırmızı… Başarılı bir seçim mısra sonu lâkin:
“bünye” ve “gözenek”
İşte bu sayfada şiir okuyup hissedememek bu türlü ayrıntıların gözden kaçması sebebiyle oluyor. Beğeni gören ve şiir yanına yakışan kelimeleri seçip alıyoruz evet ama maalesef sadece bazı kelimeleri görüp yetinmeyi bilerek devam etmez okur.
“Dibinde külden halılar”
Halı,
“dibinde” değil
“altında” ile zerâfet nişanı olur.
Aman aman bir hece hayranı değilim Akif’i saymazsam ama hecedeki kurallılık şiir olmayanı bile şiir yapar. Serbestte böyle bir olanak yok. Yani kafiye zorunluluğu yok fakat ahenk olmalı ve bu da asonans aliterasyon yardımı ile yapılabilir ancak.
“Külfet bitti , Şimdi mükâfat zamanı . . .”
Burada siz de bunu :
“Külfet bitti , Şimdi mükâfat vakti”
“vakti”
Kelimesi ile daha farklı işleyebilirdiniz misâlen.
“Sahi ! Bayağı da yakıştı , kırk yıllık gaz lambasının mahlası Öyle değil mi?”
Bunun mânâsı da şu ki yeni kelimelerle konuşmak daima câzip gelir fakat öğrenmek ayrıdır bilmek ayrıdır. Bilince çalışmalarınızda yansıması da farklı olur fakat öğrenirken yahut ilk kez duyduğunuzu kullanırken henüz konuşmayı sökemeyen çocuk durumunu yansıtır.
Bu şiirde bir yorum fakat sizin şiirlerinizin tamamında böyle bir durum var . Bu sebeple hep susmayı yeğler kalemler belki ama inanın sizin farkında olmanıza yardımcı olmak en güzeli dedim. Uğraşınızın, çabanızın devamı olur ise ve gerçekten inceye,ayrıntıya dikkat eder de devam eder iseniz çok daha başarılı ve şiir denebilecek çalışmalarınızın olacağına kâlben inanıyorum.
Bilmenizi isterim ki bu sayfayı ziyaret etmek daima mutlu eder beni.
Sevgiyle kalın.
**Havin_** tarafından 2/26/2011 3:57:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.