pay edebilirdim düşlerimi isteseydin eğer
mavi boncuklara gerek kalmadan da yaşardık
istediğin tüm kılıklara hazırdım hem
bir ateşin yeterdi bürünürdüm
isteseydin eğer

yola çıkabilirdim seninle korkmasaydın
ne vardı ki uçsuz bucaksız sevgiden başka güzel olan
keşfetmeyi bilseydin imzalardım her sözümü
yer’sen bile beni yerli-yersiz
isteseydin eğer

katedrallere sığmayan kalabalıklardı içim
karışabilseydin anlayacaktın
senin için toplanmışlardı saçın, yüzün, ellerin...
öyle çoktu ki güzellikler
sen gitmeyi seçtin görebilirdin
isteseydin eğer

tuhaf bir bugün yaşanıyor takvimlerde
bulanık mizaçlarla gülmezdin, güvenmeyi bilseydin
toprağa karışmadan sevmenin erdemliğini
öğrenmeye gücün yoktu, öğretmedim
ve geç kaldı yola koyulan zaman dönmez geriye
isteseydin eğer, bile bile gitmezdim

ellerimde gözlerim
ellerimde sözlerim
baktıkça söylenen
söyledikçe bakılan
bu eskileri giymezdim yine
isteseydin eğer, sevseydin eğer…