Mapus damlarının Buz sarkmış çatılarının altında Gri, nemli taş duvarlarının içinde Sürgün yemiş yüreğinin Memleket hasreti ile Kavrulduğu O demlerde Bal rengi ela gözlerdeki Yeşil hareleri düşünüpte Uyumadınız mı...?
O karanlık, paslı Küf kokulu labirentlerde Siyatik ağrıları Kol gezerken vücudunda O’nun memleket kadar Güzel ve aydınlık Yüzünü düşünüpte Kurtulmadınız mı Ağrılarınızdan.
USTA Katran karası gecelerde Sığındığın limandı aşk Özlemler ki asumana ulaştığında Dert ortağındı,yoldaşındı Kalbinin kızıl saçlı bacısı
USTA ’’Kara bir bulut gibi dağılır hatıram rüzgârda en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı’’ Diyorsun
Yokluğunda Bir buz dağına dönüşen Güneşi kara doğan O kadınlar ki Bilir misiniz Neler yaşa/ma/dılar.
ŞİMAL34 21/02/2011
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
8,9 yaşlarındaydım, ağlayan anaların neden ağladıklarını anlamaya çalışırdım.şimdiyse içim buruk anıyorum o günleri.küçücüktü yaşadığım şehir o zamanlar,herkes tanırdı birbirini.kardeş gibiydi insanlar takiiiiii nifak tohumları ekilene kadar.yüreğine sağlık,kalemine sağlık şairem,sevgiler.
Şaire dostumun bu emek emek kokan eserine yorum yapmamak için epey sabrettim...Çünkü bu kardeşiniz 51 yaşında ve bu ülkede yaşanan sağ sol olaylarının zamanında geçti gençlik yıllarım...Ankara kızılay dersanesinde 1978 yılında sol görüş tarafından zorla kantinlere indirilip,zorla sloganlar dinlettirildiğimiz gibi,cebeci civarında ülkücüler tarafından da zorla gazete almaya zorlandık...1980 ihtilalinden önce Konya eğitim halkın kutuluşunun elindeydi ve zorla ne dergiler sattılar,zorla ne gençlerin tahsil hayatı bitirildi...MC hükümeti başa geçince de gene zorla dergi satışları ve baskılar...sınıf içi fikir tartışmalarında benimle başa çıkamayınca da 2 senemi yediler,hem de prof titri olan koskoca sözde ilim adamlarını kullanarak...nice sınıf arkadaşlarımız okul kapısı önüne konuldu...yıllar sonra solcu Ecevit gelice 3 senelik uzak bir beldeye sürgüne gittim...Şimdi soruyorum herkese...nerde emeğe,fikre,özel hayata saygı?sağında da solunda da zorla,dikta işlemler...sonuç nedir..?yıllar sonra hükümet kurdular...kurtla kuzu kardeş oldu...çünkü ortada kadrolar ve rant vardı...o günlerin hızlı sağcı ve solcuları şimdi birer köşe başında,hem makam hem de rant olarak...Kimi fakir edebiyatı yapar,malbora içer,kimi hira dağı kadar müslümanım der ramazanda bira içer...ben de,bayrağımı,tarihimi,vatanımı,marşımı ve bu ülkeye ait herşeyi seviyorum...farkımız ne?Bırakalım artık bu kokmuş sağcılık solculuk masallarını...insanın insana yaptıklarına bakın bu ülkede...hem de onlarca ortak noktamız varken...Çanakkale'de savaşan dedelerimiz aynı amaç için oradalardı ve biz onların torunlarıyız...ben,başkasının özel hayatına girilmediği ve zarar verilmediğ sürece her türlü özgürlükten yanayım ve hayatımı buna adadım...20.yüzyılda herşey bu cennet vatan için..keşke benim ve diğer yorumcuların yazdıkları yaşanmamış olsaydı bu ülkede...sonuç:binlerce gencin yaşamı birbirimize karşı yaratılan dış mihraklı düşmanlık yüzünden heba oldu...değer miydi...Şöyle herkesin özgürce yaşayabileceği bir ülke olmak için illa da canlara yaşamlara mı kastetmek gerekiyor...Bu hamur çok su götürür vesselam... tebrikler...selamlarımla...
O dönemin gençleri olarak hepimiz payımıza düşen acıları yaşadık fazlasıyla. Kader dedik acılara.Ülkemin bir daha o kaos günlerine dönmemesini diliyorum.Değerli yorumunuz için teşekkürler Hocam.Selamlarımı yolluyorum.....
O dönemin gençleri olarak hepimiz payımıza düşen acıları yaşadık fazlasıyla. Kader dedik acılara.Ülkemin bir daha o kaos günlerine dönmemesini diliyorum.Değerli yorumunuz için teşekkürler Hocam.Selamlarımı yolluyorum.....
Adı yaşamaktı, oysa insan onuruna vurulan zehirli neşterdi yaşanılanlar.. Neler yaşamadıkki, ne kalemler nede sayfalar yeter ve kelimeler aciz kalır dil peltelenir damak kurur, bir şeyler düğümlenir gırtlağımızda ve göz yaşla- rımız müsade etmez adı yaşamak dediğimiz yaşadıklarımızı anlatmaya...
Konunun mükemmelliği vede mısra aralarındaki anlamın derinlikleri beni çok çok eskilere götürdü, hüzünle okudum bu nadide eserinizi kutlarım tebrikler..
neler yaşamadılar... bekara hatun boşamak kolaydır derler ya öyle işte yaşayıp görmek gerek karanlıklarda tız metal seslerini ha geldiler ha gelecekler korkusuyla biraz daha nefes çekmek yaşamak adına bayramlarda hücre cezaları soğuk ıslak duvarlar mazgaldan bırakılan bir somun ekmeği müdavi dostlar farelerle paylaşmalar fiziki ve psikolojik işkenceler hepsinden kötüsü de genç yüreğine düşen bir sevdanın sancıları neler yaşamadılar ki heşle o 12 eylül neler yaşatmadı ki ülkemin gençlerine... sevgiler saygılar şair..
O karanlık, paslı Küf kokulu labirentlerde Siyatik ağrıları Kol gezerken vücudunda O’nun memleket kadar Güzel ve aydınlık Yüzünü düşünüpte Kurtulmadınız mı Ağrılarınızdan.
Mapus damlarının Buz sarkmış çatılarının altında Gri, nemli taş duvarlarının içinde Sürgün yemiş yüreğinin Memleket hasreti ile Kavrulduğu O demlerde Bal rengi ela gözlerdeki Yeşil hareleri düşünüpte Uyumadınız mı...?
Yokluğunda Bir buz dağına dönüşen Güneşi kara doğan O kadınlar ki Bilir misiniz Neler yaşa/ma/dılar. .........Tebriklerimi bırakıp şiiri alıp gidiyorum.Güzelyüreğinize sağlık,sevgiler
Çok teşekkürler arkadaşım.Ben de Sizin şiirlerinize bayılıyorum.Ama son şiirinize yorum yazamadım zira yürek kaldıramadı.....Selam ve sevgilerimle.....
Çok teşekkürler arkadaşım.Ben de Sizin şiirlerinize bayılıyorum.Ama son şiirinize yorum yazamadım zira yürek kaldıramadı.....Selam ve sevgilerimle.....
Güzeldi bir ustaya atıf yapmak. Ustalarımızın ortak kaderi de zindandan mektupları. Tahammülsüzlük devam ettiği müddetçe bu mektuplar bitmiyor. İnşallah gelecek daha güzel olacak. Tebrikler, selamlarla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.