2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1206
Okunma

Bozuk bir plak gibi çalıyor
Nedir bu anlaşılmayan arkaik gülüşler
Doluşur sokaklara gemiden boşalan kalabalıklar
Göz göze kalır gövertede aşka susamışlar!...
Geceden gizli bir tanık yüreğinden ağlar...
Sevdayı kurşunlayan id-olik tutkular
Sabırsız elleriyle tomurcuğu kopardılar
Amuda yaslanan sevda uzaklarda yatar,
Hüzün harmanından savrulan rüzgar,
Sevda öleli yüreği bir ısırgan tırmalar!...
Toprağa değmeden söylendi türküler
Yankılandı vadiler,inim inim inler gökler
Süzüldü yıldızlar tekmil aldılar,
Sevdanın ölüm yılında çalındı bandolar,
Merasim var,sevda yürekleri dağlar!...
Geçit vermeyen sarp kayalıklar
Sevda ile aramıza uzanıp yatmışlar
Neylesin yıldızlar,gökler ve türküler,
Sevdayı vuranlar öte yanda konaklamışlar,
Geçit vermese de kayalar,yüreğimiz sevdadan yanar!...
Yıl:11.05.2004
Saat:11.30-1150
Yer:Kadıköy/İst
EROL KEKEÇ
5.0
100% (1)