Yılların yorgunluğuna yenilmiş,
Her seferde bir kez daha hançerlenmiş,
Tozlu yollarda, her türlü pisliğin kahrını çekmiş,
Ömür törpüsünde yarınlarını yitirmiş,
Sol yanım acıyor anne.

Hani özgürlüğü elinden alınmış bir uçurtma gibi,
Bir karıncanın ağzındaki üç beş çöpü taşıyamaması gibi,
Aydınlığa inat güneşin dağların ardını mesken tutması misali,
Kanadı kırık kuş misali düne mahkûm olup, yarına uçamaması gibi,
Sol yanım acıyor anne.

Düştüğümde kanayan yanım,
Uzattığım elimin boş döndüğünde, kendini kahır rüzgârına sürükleyen efkârım,
Duyguları boş kadehlere hapseden yarınlarım,
Sevdamın damla damla aktığı kaybolan umutlarım,
O, sol yanım acıyor anne.

Sabah olmaz gecelerin kahır şerbeti,
İsyanlı efkârlı yakarışlarımın feryatlı sesi,
Ağlayan gözlerimin güldüren neşesi,
Kaldırım taşlarına dökülmüş sevdamın namahrem gecesi,
Sol yanım acıyor anne.

ZÜLKÜF KILIŞÇI