Kuytu bir köşe, içinde ben
Yemyeşil cennet vari köşe de ise, sen
İkisi bir araya, nasıl da gelsin
Biri aydınlık
Biri kör karanlık
Korkar da, don kalırsın istesen de sen
Hayat öyle kahpe cilveler, dolu ki
İki gönülü de, Hakk bir bütün olarak yaratmaz
Sen gülüm bir bilebilsen, ayrık düşen gönüller de, öyle bir yanar ki
Hicranla yanan gönül, cehennem ateşini aratmaz

Haydi uzat bakalım ellerini, nasıl göreceksin
Sen güzellikler dolu dolu bir içtenlikle istersin
Ben karanlık ve uzbe bir köşeden, sana nasıl geleceğim
Seni nasıl anlayıp da, çözeceğim
Ya sen!
Gönlünle güzelliğin içinden çıkıpta, beni nasıl hissedeceksin
Varlığının varlığıma, uyumunu nasıl da bileceksin
Bir bilsen!


İki ayrı dünya
Birleşse biri gül, biri diken
Dönüşe bilecekmiyim, bülbüle sanki ben
Sen yırtık bir şalvarla, ellerini sıcaktan soğuğa nasıl koyacan
Git be işine!
Hayatın, tüm bunlar da var için de
Biri cadı, biri efendidir kaderim diye
İki kişi, yarım kalmış biçim de
Düşerler birbirlerine, uyumsuzluğumuz var diye

Nedense; kimse de koymaz, ALLAH korkusunu içine
Seçimi de ne?
Hakk’ın emri doğrultusun da seçmez ki, eşini nedense
Hayat onun için, elense
Bakmaz karısının yüzüne, bin türlü hislerle
Bu da benim, canımın canıdır diye!
ALLAH’IMIN sen bana emanetisin deyip de, çekmez ki içiyle
Seçimime inanmıyorsan, sen söyle?
Sevenlerin yüreğinde, kör düğümler var niye?


İlk gördüğüne dalar aç bir biçim de, inançsız hislerle
Çeker alır birini, bırakmaz kendini kaderine
Benim midir değilmidir, bakmaz bile
Düşer içine

Kendi yarısı da, kim bilir kimin elinde?
Elin parçaları ile, nikahlı oyalanırlar
Zina yapmış olurlar koca ve kadın, nikahlı olsalar bile
Anlaşmazlıklar içinde kişiler, kendi yarısını ararlar
Akar da dururlar, göz zinaları ile
İç geçirir; sulanıp da dururlar, ona buna
Bir çok biçim de

İçler de yangın, isyan, acılar barınır, gülümüz de nereler de diye
Hep gözlerimiz uzaklara bakar, yerimiz gülşen içinde de olsa bile


(05.02.2011)AZAP...