25
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
4492
Okunma

“Güneşin doğmasına daha varsa vakit
En karanlık gecelerde sus da öyle git!!!”
Eski kırık saatimin zaman diliminde asılı kalmış duygularım
Ürkek bakışlarımla seni ararım…
Soluksuz kaldım bu kentte birde sensiz
Sende git durma öyle yalın ayak karşımda
Sevmelerini bırak geride
Hafızandan silemediğin anıları
Topla koy bir kese kağıdının içine
Sonra yak…
Küllerini toplama savursun rüzgar her geçtiğimde
Bir tek adın kalsın geride
Sana kavuşamadan git bu kentin kirlenmiş gecesinde
Yıldırımlar çarpıyor kalbimin kanayan yerine
Kaldırımlar sen kokuyor rüzgar senin sesini getiriyor kulaklarıma
Adım başı sen içiyorum yudum yudum
Elimi uzattığım her yerde hayalin geliyor karşıma
Sonbaharda kurumuş bir yaprağım
Bazen kırmızı olur rengim bazen sarıya çalar bedenim
Hiç yeşile denk gelmedim
Sevdalara buz tutmuş bedenim
Mevsimlerden baharı yaşamak üzereyim
Hiç bırakmadı beni kahrolası gölgen
Gözlerimin derinine işledi her dem
Hasretinde umutlarında senin olsun
Git bu şehirden git…
Sus pus olmuş caddeler
Adımlarım geri atmakta artık sensiz günleri
Saatimin yelkovanına astım resmini
Zamanın akışına bıraktım
Boynuma doladım acı bir intiharın ipini
Hasreti koynuna aldı sisli bir gece
Dilimde tek bir hece
Git!!!
Yalnız bırak beni günlerce, senelerce…
Umut asılı bir perdeden bakmak geldi içimden
Bana bıraktığın siyah beyaz bir hayat sadece
Gözlerimde bir hüzün
Kulağımda ritmi bozulmuş bir şarkı
Ellerimde onca yılın hiç bitmeyen sancısı
Ayaklarımda kirlenmeye yüz tutmuş bir ayrılık acısı
Şimdi ne duruyorsun?
“Umudun ipini çekmeye daha varsa vakit
Kaybolmuş gülüşlerin ardından çık da öyle git!!!”
5.0
100% (19)