5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1663
Okunma

Bu şiir kaldırımlarda solan çiçeklerin hikâyesi
Günah panayırı akşamların
Cerahat sızan gecelere tebdil ettiği zaman
Bir çiçek düşüyor kaldırımlara
Üzerinde sarhoş kusmuğu
İçi kalkıyor saatlerin
Zembereği boşanıyor mahzun bir yüreğin
Bir yerlerde ateşten denizler çalkalanıyor
Ne hayallerle büyütmüştü sinesinde annesi
Ak pak süt vermişti göğsünden
Düştü ya kaldırıma narin çiçeği
Şimdi kirpikleri nem gözleri buğu
Sarıyor kolları soğuk boşluğu.
Üşüyor yüreğinde incecik gül yaprakları
Titriyor mum alevi gibi bakışları
Söndü sönecek
Yüreğindeki kandil
Hüznünü anlatacak hangi dil
Duası fırtınaya yakalanmış gemi güvertesinde
Dürüyor içine derdini
Hüznün resmini çiziyor elleri.
Loş bir akşamdan kalan
Alaca karanlık ruhu
Esir kaldırımlara can paresi
Derdi çınlıyor her kahkahasında kaldırım çiçeğinin
Dudaklarının ruju her akşam başka iklimde
Alagarson saçları tir tir titremekte
Kaldırımlar et pazarı
Takvimler göstermiyor gününü
Yazmıyor gazeteler her gün öldüğünü...
Bir annenin ak süt verdiği bağrı yangın yeri
Zaman acemi bir itfaiye eri dağınıklığında
Sönmüyor annenin cayır cayır sinesi
Yavaş yavaş soluyor kaldırım çiçeği
Akşam sefaları açarken
Tükeniyor annenin nefesi
Mezar taşları konuşmuyor...
Ankara,21.01.2011 İ.K
5.0
100% (5)