20
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2813
Okunma

Şiir değil bu şiirlerimden damlalardan oluşan son yedi yılımın bir özeti ...
MERHABA, BAŞTAN BAŞA, İPUCU, YALANCI MIYIM, HALICI KIZIN DÜŞLERİ, HUZURU ARIYORUM, HAZİN BİR ÖYKÜ, PARANOYAK ZAMANLAR, ARKANA BAKMADAN GİT, GARDİYAN, DEMİR PARMAKLIKLAR ARDINDA, SAÇLARIN, ENKAZDA BİR KIZ, VEDA ZAMANI, YAKARIŞ, SONMEKTUP, KIRMIZI UÇURTMA,KOVA, VİRANE, KARADENİZ, KIZIL ÇATIYA ÖZLEM, ÇAPKIN MIYIM ACABA, ASLA DAYAK YEMEDİM, GÜLLE MUHABBET, KARANFİL, MİMOZA, SARMAŞIK, DENİZİN GÖZYAŞLARI, EVDE YOLDA KAHVEDE,DÜŞLERİME GÜN DÜŞTÜ, SEPETTE SOLAN KAHKAHA, KAYBEDİNCE ANLADIM, ÇOCUK DÜŞLÜ KADIN,İNFİLAK ETTİ GECE, SABIR SARMAŞIKLARI, YAŞAMAK BUYSA YAŞIYORUM İŞTE, YILDIZ, MEHMETÇİK, POLİS MARŞI, OTOYOL ŞÖVALYESİ, SARHOŞ, VAKTİ GELDİ SÜPÜRDÜM, KARDELEN, MASAL ÜLKESİ, AYDEDE, DAHA NE BEKLİYORSUN...
Merhaba dedim dizelerime
Baştan en başa, sıralamadan
İpucu veriyorum anlayana
Gerçekleri sıraladım yalansız dolansız dürüstçe...
Düşlerini işledim ipek ipliklerle halıcı kızların
Huzuru aradım huzurevinde.
Hazin bir öykü çizdim paranoyak zamanlarda...
Öfkelendim “Git!” dedim “Arkana bile bakmadan”
Gardiyana seslendim çığlık çığlık
Demir parmaklıklar ardında.
Sevdiğimin saçlarını hayal ettim bir idam sehpasında.
Tozlanan bebeğine ağlayan küçük kız oldum enkazda.
Veda zamanı geldiğinde selamete susayıp sustum
Yakardım Rabbime içimden geldiği gibi
Bazen sitem ettim isyanı aklıma getirmeden.
Adını bile unuttum son mektubu yazdığımın
Kırmızı uçurtmam salınırken göklerde
Bez bebeğimi yaktım teneke sobamızda.
Kova oldum çeşme başında, doldum, doldum
Sel olup taştım sonunda sele verdim viranemi.
Karadeniz’in dalgalarında aradım kaybettiğim anılarımı
Ve kızıl çatıları özledim mor çatı altında.
Delikanlı oldum, sevdim, sevildim, ayrıldım
Sonra sordum anneme “ Çapkın mıyım acaba?”
Erkekleştim dövdüm, sövdüm parçaladım herşeyi
Kadın oldum dövüldüm menekşe açtı gözlerimde
Kapı çarptı desem de...
Buse hırsızı yaptım gülü, muhabbet ederken
Kanattım karanfili uçarken kuş kanadında
Mimozayı küstürdüm sarmaşığı sardım koynumda...
Denize düştüm bir damlayken
Okyanus oldum parçaladım taşları...
Emekli oldum evden kahveye, kahveden eve
Hançerimi sapladım önümü kesen deve...
Düşlerime gün düşerken kimi gün
Seyahata çıktım samanyolunun kuyruğunda.
Sepette solarken kahkahalar
İlham aradım çocuk düşlü kadının düşlerinde...
Sabır sardım sırtıma
Üç beden büyük yalnızlığımla
İnfilak ederken gece...
Name yazdım yıldıza bitmek bitmeyen kalemimle
Darılsam da küsmedim abla oldum, anne oldum, dost oldum
Mehmetçiktim, süngümde cesaretim
Polisim, göğsümde merhametim...
Kamyon sürdüm yaralandım
Sabaha kadar içtim bir meyhanede
Süpürdüm sözcükleri
Kürek kürek kürüyerek
Kardelenler açtırdım karlı dağın başında
Bir masal ülkesi kurdum kendimce
Anılar minderimin altında.
Aya benzettim insanları bir yüzleri karanlık
Yarınları özledim sabah kadar aydınlık...
Şimşek oldum çaktım asumanda
Çifte sulanmış çeliktim yoruldum savaştığım zaman da.
Kumbaramda sözcükler, üstüste ekliyordum
Bilmem ki hayattan daha ne bekliyordum.
Sultan oldum, ece oldum bazen Hintli mihrace
Yedi gün yedi gece döktüm hep hece hece
O kadar dolmuşum ki bir türlü boşalamadım
Herşey oldum velâkin hiç şair olamadım...
Afet Kırat
Bu gün en çok tanımayı istediğim şaire arkadaşlardan olan Şükran Ay hanımın yanına gidiyorum Adana’ya, çok heyecanlıyım, çok mutluyum. Neden mi yazdım, dostlarımla paylaşmak istedim...
5.0
100% (15)