7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1628
Okunma

dün
mektubun geldi
senden mektub gelmeyeli
epey zaman olmuştu.
heyacanlıydı yürek.....................
hangi bahaneyle avuttun bu yüreği de?
beyaz kefene sarılı kelimeler çıktı
hangi günahının vebalini
ben ödüyürom.....................
seni;
mevsimler gibi sevdim
diyorsun
ilkbaharda
gül kokuluydu acun...............
yazdı
aşk yanığı gönlüm
güneş yanığı bedenimden daha yanıktı
sonbahar
sarı yapraklar pusulaydı
acının koynunda
kış
havanın soğukluğu dindiremedi
hicran yanığı gönlüme
diyorsun..............................
söyler misin be cancağızım
sen
beni mevsimlik mi sevdin?
aşk;
anasır-ı erbaaymış
bir ömür
bu gönülcağız
aşk zindanında esirdi
ne yaz
ne kış hiç farketmedi
gocunmadı
hiç bir zaman kara hicrandan.................
mektubuna
İstanbul bile ağladı..........................
sen âşık değil
ateşbâz sözcük oyunu istiyorsun
zatî cemalinize yazılmış yazıtlar mı
gönlünüzü hoş eden?
sabaha dek
bir yerde hata yaptım iye suçladım
durdum kendimi
sözcüklerim
yargısız infazlarda
seni çağrıştıran her harfi
ellerimle
darağacında astım................
Yunus gibi piş
er
ve
aşkı anlamak gerek....................
İstanbul;
yorgun
ıssız ve çaresiz
biraz kilo almış
rümerleri akıyor.................
ruhum
şeb-î veda mevsiminde ............
artık
hicran yanığı harfler
ateşbâz sözcükler yok cancağızım
nadaslıyorum yüreğimi
yürek mürekkebimi nadasa çekiyorum
12/01/2011
gordion
(gülozkan)
5.0
100% (6)