0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2261
Okunma

Kimse dinlemese de hikâyemi
mısra mısra yazdığım çay demi
fağfuri fincanların çın çın çınlarken sesi
ateşin harı suya
su ilham olur çaya
periler diyarından sökün eder güzellik
bazen yağmur nefesi
bazen kar sesi duyar vurur suyu ocağa zevk ehli ülfet başlar...
uzlet kıyılarının sükuneti çözülür
bakışlar buğulanır kelimeler gülleşir
divit hokka imrenir su üstünde yazıya
yelesi ışık soylu doru atlar yol alır
dudağa değen gülün damakta izi kalır...
matemi meserrete çevirir ateşle su
bu hikâye hem benim hem de suyun doğrusu
harfelerin ışıltısı billûr bakışa döner
çay deminde haz güler hüznün rengiyse söner
ışıltılı bakışlar yol açar ünsiyete
suizan tebdil eder çayla hüsnüniyete...
çay demi demir alır demlikte yavaş yavaş
suya ıtırı sinen çay demlik ile sırdaş
bardak bu gizli hâli zevk ehline eder faş.
duyanlar aşk içinde alır bardağı ele
hele bir yudum içen
olur gönüllü köle
çayın olduğu yerde ne velvele ne hile
su çayla gelir dile
kalubeladan beri böyledir bu hikâye
çay demliğin içinde
dem suyun sinesinde
gece koya ay doğar
suda oynaşır hâle
çaydanlığa taht olur hiç yorulmaz nihale
leylanın saçlarından esinlenir her gece
demlikle semaverde çay içindir imece
hece hece yazılır güzellik çay demine
gebedir çay deminde zaman som efsaneye
bazen yağmur nefesi
bazen kar sesi duyar vurur suyu ocağa zevk ehli ülfet başlar
renkle ahenk kaynaşır özünde hikâyenin
suya ülfeti düşer zevk ehliyle payenin...
Ankara,08.01.2011 İ.K