1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
837
Okunma
Şimdi yağmur damlalarıyla buğulanmış pencereme çiziliyor
ve beni izliyor sıcak tebessümlerle doluveren o hoş yüzün
Yine yapışmış ruhuma zihnimi boşluğa seren o n’hoş hüzün
yalnızlık saldırıyor hücrelerime pencerimi yağmur çiseliyor
elime bir kalem alıyorum ama kara bir elem akıyor son ak sayfama
damlalar bu defa gidişinin resmini çizerek düşüyor önümdeki cama
ansızın yüreğimi sağır eden ağır bir kasvet siniyor odama
bu ani habersiz saldırıya karşı kendimi savunuyorum ama
Gerçeğin setiyle duruyor umut sellerim
Tutuluyor dokunmayı unutuyor ellerim
Çınlamayı unutuyor kısık ve kırılgan sesim
Geleceğimi yutuyor geçmişe olan hevesim
Islık çalan ıslak rüzgarlara karışıyor sesimi çalan hırsız çığlığım
ve bir kılçık gibi boğazıma takılı kalıyor duraksız arsız hıçkırığım
Çığlık atan fırtınalara çarpıyor sana ve Tanrı’ya olan çağrım
yüreğim kanıyor ve yanıyor kanlı gözyaşlarımla dolan bağrım
Akşam kederli şiiriyle sararıp soluyor
Gözlerime akıtamadığım yaşlar doluyor
Anılarım düşerimin ışıltılı elbisesini giyiyor
Yüeğimi yiyen yangın şimdi ruhumu yiyiyor
Ve hala kulaklarımda çınlıyor sesin
Tutuşuyorum yanıyorum nerdesin?
Umutlarım sökülü kalbim acılara gömülü
Ve yaşamaya dair bütün duygularım ölü
boğuluyorum görünmez bir el yapışıyor boğazıma
ve dudaklaımı kemiren kelimeler düşüyor ağzıma
kan kusuyorum koyu bir keder denizine düşüyorum
Kudurmuş ecel dalgaları çarpıyor yüzüme üşüyorum
Batıyorum koyu kapkara bir boşluğa hiçliğe düşüyorum
garip bir uyuşukluk dalgası vuruyor beynime üşüyorum
Yüreğimi yüreğimi parçalıyor bu sevda
Mutlu bir hayatı parçalayan bir facia
gibi...
5.0
100% (2)