Bu gün sevgi günü, haydi analım Sevgiyi söyleyip sevgi sunalım Tatmadan kalmışsak ona yanalım —Bir güne sığmaz ki adı sevgiyse —Duymayan kalmaz ki tadı sevgiyse
Gül sunma ki ömrü kısa oluyor Kuruyor elinde, tez de soluyor Asıl olan sevda serde sürüyor —Bir ömre sığmaz ki adı sevgiyse —Yakan kor olmaz ki tadı sevgiyse
Sevda ki sevende derya gibidir Onun için yaşam rüya gibidir Birlikte hayaller hülya gibidir —Her beden yanmaz ki adı sevgiyse —Duyarsız kalmaz ki tadı sevgiyse
Arı gibi paylaş bal olsun sonun Emek varsa tadı bir başka onun Bazen de bilerek yanacak canın —Tatmayan bilmez ki adı sevgiyse —Yutsa da ölmez ki tadı sevgiyse
Cemil de yürekte sevgi eğliyor Kalbi dili gibi sevgi yeğliyor Bir tanemsin diyor, meleğim diyor —Duymayan olmaz ki adı sevgiyse —Ketum da kalmaz ki tadı sevgiyse
Cemil YILDIZ
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sevgi nin olduğu yerde saygı ,saygının olduğu yerde mutluluk,mutluluğun olduğu yerde başarı ,başarının olduğu yerde para vardır derler..bencede sevgiyi hemen sunalım..yoksa paraya ulaşmak zor olur..saygılarımla
ADAŞIM, NEFİS DİZELERİNİZ İÇİN SİZİ TEBRİK EDERİM. SEVGİ ÖYLE BİR ŞEY. YETER Kİ KİŞİ KADRİNİ BİLEBİLMELİ. BİLENLENLER İÇİN BİR SORUN YOK, AMMA SEVGİ SÖZCÜĞÜNÜ BİLMEYENLER İÇİN İSE SORUN DOLU... SAYGILARIMLA....
Çok güzel bütün insanlar gelin sevgide buluşalım Bırakalım kini nefreti birlikte hep kucaklaşalım Cemil dostun şiirinde hep can canan sarışalım Çok güzel bütün insanlar gelin sevgide buluşalım
''Kişi sevdiğiyle olmak ister!. Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadar, onunla yaşar!. Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.
“Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar!.Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!. Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
“Sevmek” ise bundan çok farklıdır…
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!… Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!.
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler!
Beğenen sahip olmak ister…
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!.
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır!. Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla!. Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz!. Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları!. Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!.. Beğeniyi, sevgi sanmıştır!..
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!..
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!. Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…
Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…
Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek üzeredir!. Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever!…
Beğenen karşılığını ister!.''
mükemmel bir konu ve şiir.Cemil'ce şiirdi.kalemine yüreğine sağlık can gardaşım.
Arı gibi paylaş bal olsun sonun Emek varsa tadı bir başka onun Bazen de bilerek yanacak canın —Tatmayan bilmez ki adı sevgiyse —Yutsa da ölmez ki tadı sevgiyse
Çok güzeldi, kelamına sağlık hocam; selam ve saygılarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.