saldım ceplerimdeki ölü erkekleri ve yüreğime cep diktim şimdi,
bir geceye düşülen satırların içinde ....Aşk kişisini arıyor.....


kıskançlığın ayak seslerini beynimde dalgalanıyor,
nefes alışlarını sayıyorum kadın bunu bil ,
yanı başımda ömer hayyam ,diğer yanımda nietzche otururken
sen hepsini çalımlayarak hayatın gollerini atıyorsun bana
kadın,senin adın hayat olsun .

AŞK kişisini arıyor ;

saçılmış günahların içinde seçilmiş yaşamdayız kadın ,
düşlerimizin kıyılarında kesişirken yollarımız ,
sahipsizliğin sahipliğinde,
geçmişi düşünmeyi unuttuğumuz zamanlar dı düşlerimiz...

asılı rüya kapanları ,rüzgarlarına kapılıyor
kadın içimdeki alev kurutuyor beni
ve sen yangınlarıma yağmur oluyorsun,
kurumuş ruha yağan yağmur ...

bu aralar sık sık nefes alıyorum kadın
soguk gecelere fırlatıyorum kendimi
bir sokak lambasın altında bir kedi ,
senin ruhumu beslediğin gibi
bende kediyi besliyorum,yaşamın kırıntılarıyla

zaman içinde sayıklanan uykusuzluğun tam ortasında
ruhunun tam ortasında bilinmeyenlerini ezber ediyorum

ben sende büyüdüm kadın ,ellerim çamurdan
göz yaşlarımla ıslatırım, hissettirmeden
varmısın kadın ?
maskesini düşürelim mi hayatın ,
hissedelim mi gerçeği...


gece karanlığında ruhumda parmak izlerin dolaşıyor,kadın
bana aşk borcun var gecmişten gelen,
bazen bir sokak sürtüğü;
bazen kendinden korkan bir suçlu ,
gizli bir şizofreni,
maskelenmiş bir yaşam benimkisi;

sana geliyorum kadın, günahıyla sevabıyla
gömülü karanlıklarımın içinden seçip çıkartan sen
sövülmüş günleri geride bırak ,
sevişlerimizin dunyaya söylediği ilahilere bak ,
tanrılar bile kıskanıyor bizi,
görmüyormusun?
sabahın mor benzinde,
avuçlarının arasında kalbimi ellerine bırakıyorum
gelecekte sensin, geçmişte.....