1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1205
Okunma
Ecel bu, uzaktan yakın olmuş sana,
Her nefeste âh etmek âdet olmuş sana.
Gülistânda bir zâlim hâr nasip olmuş sana
Yâr serv-i hırâmân gibi muhâl olmuş sana
Tulû’-u şemsetten evvel rahşân oldu yer,
Sinem yırtıldı çâk çâk oldu ciğer.
Asumânı âl olmuş katreler döver,
Feryâdını duyacak, muhâl olmuş sana.
Yârin koynunda geçen zaman
Gitmez hatırdan tekrar eder her ân
Rüyada gelse o şuh canan
Der; vuslat muhâl olmuş sana.
Halceğizimi kime anlatırım bilemem,
Ben bu dertle menzile gidemem.
Hicrân dilimde yer etmiş gülemem,
Zaten gülmek muhâl olmuş bana.
Gözüm de yaş, gönlümde acı, elimde kalem,
Yazayım ne hallere düştüm ey sanem.
Gece biter, gündüz biter, bitmez bu elem,
Öleyim dersen o da muhâl olmuş sana
Ahmedâ güft-gû eder baykuş sana,
Serv-i hırâmân meyletti der sana.
Aldanma bu söze yalan eder sana,
Bu üflet de muhâl olmuş sana.