3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2448
Okunma

Ah İstanbul’um ah
Sen çilekeş
Ben senin beleş derdinle yaşarken
Hani dedim şöyle Çamlıca da
Yamacına yaslanıp seninle dertleşsek
Ben sorayım sen söyle
Sen sor ben söyleyim
Canciğer kuzu sarması olsak
Tabiri caiz ise aynı kabağa o/……
Ne dersin ?
Bilmem ki kaç asırlık yaşın
Belli
Dünyanın kurulduğundan beri varsın ama
Nedendir sana yapılan bu haksızlıklar
İstanbul
Taharetsiz özlemle millerce yol alır
Taşıma toprağıma fesatlanır hayran kalır
Ve lâkin Fatihimin yadigârları
Eyüp Sultan da
Mabetlerimin duvar diplerine büyük küçük abdest bırakır
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Koptu kopacak belimin ipi
Hiç acımadan yüklüyorlar ciğerime tonlarca yükü
Fatihimin vefatıyla zaten boynum büküldü
Gördüğün çilekeş sadece yirmi sekiz yıl sefa sürdü
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Göbeğimin ortasında
Beyoğlun da batakhaneler
Karaköy de k/.rhaneler kuruldu
Gizli odalarda
Masa başlarında
Namlu ucunda
Pis yada lüks yataklarda
Üç beş kuruşa peşkeş çekiyorlar beni
Nerde kaldı yaralı gönlümün iffeti
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Boğazımın imiğine sırtlanlar dizildi
Etek uçlarıma ekmek diye garibanlar dizildi
İki yakam bir araya gelsin diye
Gerdanlık diye boynuma halat geçirildi
Çektikçe inceliyor boğazım
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Haliç te
Altın boynuzum bataklara gömüldü
Güzelim semtlerimde sosyete altın yaldızlı göründü
Taharetsize özenti dinimi imanımı götürdü
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Şanlı Topkapı surlarım sarhoşa ayyaşa in di
Sultanahmet te
Ayasofya da
Turist diye cünüpler mabetlerime girdi
Kıyamet günü nasıl hesap vereceğim Allaha şimdi
Ah çilekeşim ah
İstanbul
Dertdaşım derdimi dile getirdin diye
İnşallah kabak yine senin başına patlamaz
30_12_2010_ Perşembe
Hanımağa34/ Nazife Görgün