İsyan etme ey yürek, gün gelir nur çekersin
Bağların hüzün yığmaz, derde derman ekersin
Şad olur kardelenler, diline meşk dökersin
Müşküllerin ağları bozulur kucak kucak
Getiriverir müjde, sana arzuyla OCAK

Sımsıcak dilekleri, tutuşturur ilk cemre
Sevdanın ateşiyle yanarsın zerre zerre
Cefaların dillenmez, tabipler bulur çare
Gönüllerin raksıyla diner candaki firkat
Sana yangın vuslatı söyletir durur ŞUBAT

Ufkunun üzerinde bitsin siyah noktalar
Yanan hülyalarını ağlatmasın mevtalar
Olmasın yarınında sancı yüklü haftalar
Zikrinin aleviyle, kor ellerini ağart
Üşütmesin tenini, aşkla yaksın seni MART

Aşkı bilmez nazarlar değmesin güllerime
Mersiyeler esmesin yanan bülbüllerime
Ayazlar bulaşmasın siyah kâküllerime
Dinsin artık içimde beni ağlatan isyan
Ebedi selamları bana yığdırsın NİSAN

Câna Mekke’yi yığsın bağımdaki ebabil
Eyvah döken çığlığı kopartmasın korlu dil
Açılsın yollarımda gül, sümbül ve karanfil
Dinsin artık günahın, şimdi günahını kıs
Sana sonsuz aşkları yığdırıp dursun MAYIS

Estirip dur meltemi, terletme yüreğini
Alevlerle büzdürme rıhtımın dibeğini
İhya ettir coşkuyla gönlünün çiçeğini
Hislerinin surları olmasın harap, viran
Seni nur yarınlara ulaştırsın HAZİRAN

Sana umudu karsın gökyüzünün mehtâbı
Yığılmasın üstüne çağlarımın azâbı
Ruhunu yetim kılıp, ağlattırma mihrâbı
Nurdan melekler sana yaklaşsın omuz omuz
Merak etme ey neslim, aşkla tütecek TEMMUZ

Deryana muradı yığ, limanın ışık yaksın
Beklediğin rahmetler, yağmurlar gibi aksın
Zikri çeksin gemiler, sende hicranı yıksın
Sofraların üstüne yığdırma acılı sos
Seni dertten dertlere koşturtmasın AĞUSTOS

Serabın hikmetini kuşat yine çölüne
Sunalar aşka gelsin, zarar verme gölüne
Meyil ver dudak dudak, tutuştuğun gülüne
Ağıtları yığarak kararmasın nur bülbül
En derin ilhamları getirsin sana EYLÜL

İçindeki cevheri uyandır tespih tespih
O yanık ellerine yaklaşsın nurlu talih
Dolaşsın etrafında ârif, rindân ve sâlih
Aylarının ateşi tutuşsun mevsim mevsim
Sana acı hüzünler bulaştırmasın EKİM

Yaprağın güllenirken, doğum sancıları çek
Kuruyan günlerine nurlu gözyaşları dök
Harmanını biçerken, gönle saadetler ek
Olmasın zamanların içten içe hep hasım
Sana aşk rüzgârları estirsin zorlu KASIM

Aşkla tavaf etsen de, pervâne olmak yetmez
Cânı feda etmezsen, bağrında sümbül tütmez
Zikir dökmezsen ele, sevdayla bülbül ötmez
Yüreğine gülleri getir sen ılık ılık
Dilin diller örerken, kor yazmasın ARALIK