6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2386
Okunma

Ey ölüm!
sütbeyaz kanatlarının içine sar beni
sevgi ve merhamet dolu kollarına aç
Azrailin can alıcı öpücüğünü tattır
kız kardeşin yanağına
masum bir öpücük konduruver.....
gel!
al ruhumu can alıcı.......
sema kapısı yavaşca aralandı
üstüm başım sırılsıklam
sudan çıkmış balık misali....
zifiri karanlıktaki yıldızlar
boşlukta çakan şimşekler gibi gözü alıyor
kamaştırıyor............
Azrailin soluğunu hissediyorum
yavaş yavaş......
ruhum ağlamaklı
kısık sesle
’işte geliyor ’ diyor
gözlerim faltaşı gibi açıldı
elini omzuma koydu
titriyordu,
bedenim
sarsılıyordu
titreme krizine tutulmuşcasına.......
bedenim;
ruhuma sarılarak ağlaştı
sustum
tuz basıp yaralarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum.......
vakit;
gecenin koynunda hırçın çocuğa dönüyor
vedaya
mavi halıdakiler ağladı......
bir çığlık kopuyor en derinde yüreğim....
aşk hançerini
sadece kendimi saplatım
ve
sustum........
ertesi sabah
kuru ayazın ilikleri dondurduğu güne başlamıştı
İstanbul;
ıssız şehir havasına büründü.........
sensizlikte
gecesi ölüm kokan şehrin
gündüzü kıyamet sesizliğinde...............
gordion
5.0
100% (3)