17
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
4154
Okunma

Katran karasında inlerken gece
Saçından tebessüm almaktır vefâ
Ayak seslerini dinlerken gece
Ay’ın gözlerine gülmektir vefâ
Boşluğu sararken titreyen elin
Dilinden çıkandan korkarken dilin
Boynunu bir yana bükmeden gülün
Rüzgârdan da hızlı gelmektir vefâ
Uzaktan uzağa tüterken sine
Zemheri ayazı çökerken tene
Bad-ı sabâ vakti küserken güne
Sabrın sükûtuna dalmaktır vefâ
Mesafe kısalıp zaman durunca
Hasret kemâl alıp canı sarınca
Dostça bakıyorken topal karınca
Azminin sırrını bilmektir vefâ
İlkbahar ayına hazân çökünce
Ümit dağlarını tufan sökünce
Rüyandan rüyanı biri çekince
Bir sabah kapıyı çalmaktır vefâ
Eyvallah etmeden canda ağrına
Kimse gelmese de kutlu çağrına
Binlerce ok yiyip o ak bağrına
Bu Vatan uğruna ölmektir vefâ
Milli devlet için çıkarak yola
Hakk varken tapmadan ikbâle pula
Asla diz çökmeden nefs için kula
Namazı dosdoğru kılmaktır vefâ
Gâhî ozan ilo gâhî Makberî
Ki bunlar ahdine gönüllü çeri
Hu derken erise bedende deri
Zikrin kapısını çalmaktır vefâ
Ağyâr bakışıyla kuyu eşse de,
Bir bir sevdiklerin ayrı düşse de
Firkât ateşiyle gönül pişse de
Ahd-ı peymân ile dolmaktır vefâ
Makberî bu yükün bedene ağır
Aşkın evsâfıyla yanmalı bağır
Varsın hâl bilmesin Ukba’ya sağır
Gülün nazârıyla solmaktır vefâ
Makberi – Ahmet Akkoyun…….21/12/2010….16:45…İst