1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1365
Okunma
Anne! Hep, üzülme derdin ya bana.
İnan üzülmüyorum, ağlamıyorum da.
Ama bazen öyle doluyorum ki;
Bir fırtına koparmak istiyorum da
Aklıma yine sen geliyorsun…
Kimi zaman hangi bir hasrete
Göğüs gerip, katlanayım, bilemiyorum.
Sensizlik, sevgisizlik… Her yanım çile anne!
Daha neler var da söylemiyorum…
Bir kendime bakıyorum bir de etrafıma
Bu tezat kıskacında çıldırmak istiyorum
Yine bana üzülme ağlama diyeceksin
Ben zaten ağlayamıyorum…
Kalbim taş mıydı benim anne,
Merhamet yok muydu içimde?
Hangi dala tutunsam kırılıp dökülüyor.
Bahtımın kara bulutlarından süzülen
Bir damlacık yağmur coşuyor, köpürüyor…
Taşıyorum bendimden geçiyorum kendimden.
Ne yapayım anne bu zaman, bu insanlar;
Bu olanlar, yani yaşayıp da gördüğüm
Öyle karmaşık, öyle kördüğüm…
Neyse anne…
Sana fakülteyi bitirip diploma aldığımı
Söylemiş miydim?
Senden başka kimin umurunda olacak ki;
Kime söyleyeyim?
Sen evlenip çoluk çocuğa kavuşmamı bekle
Anne! Bir tutulurmuş yiğit, nâmertle.
Sana gelin, bana eş olsun diye
Sevdasına boyun eğdiğim sahtekâr sevgiliye
Artık katlanamıyorum, anla beni, anne…
Ve bir de şiir yazıyorum sana.
Öyle cana dokunur olmasa da
İdare et anne, bir de söyle
Bizim köylü çoban Hasan’a
Bir, iki beyit göndersin.
Burada teslim olmuş anne
Herşey yalana.
Şimdi uzaklara bir yolculuk var;
Niçin, nasıl diye sorma.
Helal eyle hakkını
Ve beni bırak kaderimle baş başa.
Döneceğim, bilmem kaç gün sonra
Bilmem kaç sene… Anne!
“Bir oğlum var” de soran olursa, ama
Bu sefer sen ağlama, üzme kendini, üzülme bana.
Emeğini heba etmemek,
Apak alnına leke sürmemek güvencesiyle,
Yalandan ayrılıyorum senden, gerçekten
Anne, gerçekten kavuşmak düşüncesiyle…
yazan yont11