2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1905
Okunma

harmanda bin dövene
yağsız tuluk öğene
Mucur ’da kız vermezler
hep kendini övene
masat çaldım satıra
et suyuna batıra
bu güzelliğin olmasa
sever miydim hatıra
asma diktim bağına
sürü saldım dağına
sekiz yumurta kırdım
taze tere yağına
harman savurur yabası
kesmik saman kabası
o kızı kaçırırdım
olmasaydı babası
kağnı kurma mazısız
tavşan kaçar tazısız
bu nasıl nâğme böyle
boş kağıtta yazısız
ince elek toz olur
bazlaması boz olur
açma sırrını herkese
düşmanına koz olur
oturup da yemiyon
derdin nedir demiyon
kuzulu koyun gibi
ardım sıra meliyon
değirmenin çarkına
su akıyor arkına
gel kaçalım bu gece
kimse varmaz farkına
çamurda küreğinen
tepside böreğinen
sevmek böyle mi olur
çarpmayan yüreğinen
taşa vurma kazmanı
kaya dağın azmanı
bir göreyim yüzünü
aç da ipek yazmanı
bakırdan hoşaf tası
ipek, kumaşın hası
kötü avrat ölünce
üç günde biter yası
yoğurt çaldım üzlüğe
yeni çıktım düzlüğe
seni seven biri var
açıp baktım sözlüğe
keten yoğurt torbası
ayran olur çorbası
güzeliği görünmez
eskimişse urbası
su çektir kuyundan
ayran yaptır suyundan
yaşın varmış yetmişe
vazgeçmedin huyundan
.
Bu maniler, içinde yaşadığım toplumun (Mucur) örf adet ve geleneklerinden esinlenerek tarafımdan yazılmıştır. /devamı var/
.
muzaffer yıldırım
5.0
100% (3)