23
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1933
Okunma

Rüzgarın çıktı; çivi gibi, gözlerimden
Düştüm, tüm hayatın ibrişiminden
Tutunduğum, incecik bir daldı
Ruhtan alevin aktı, gönül denen girdaba
Yüreğim büzüldü, küçücük kaldı
Gelir; gönlüme akan hicranlar, acılarla
Bakıveririm duygularımın limanından, dalgalar çarpar yüzüme
Ayıkamam
Derinden bir buhar dansı başlatır, her bir yerime
Tutmayan eller ve ayaklar
Dimağım ve yol boyu gittiğim, güzergahım şaştı
Yut yutabilirsen, gelir dayaklar
Ben nerdeyim?
Aklım da, beynime dolaştı
Gonca bir gül gibi, saracak mıyım?
Yoksa alacak mıyım?
Nedir o cilvedeki bakışlar?
Hepte öyle kalabilseler
Kıvrım kıvrım da, bedeni kımıldar
Aç ve sefil’likten, özlemler bana güneş gibi çarpar
Haydi gir menzile, biganem
Işığın süzüntüsünden, kay koynuma
Bir simit
Bir çay
Bilirim yetmez sana, peki aşk da ne?
İpek kumaş, tek taş yüzük, arabamı
Nerelerde kaldı o değerler
Çölde yanmalar
Dağları, delişte geçmeler
Ahlar ve vahlar!
Kırıtıp da, saçları havaya savurmak mı?
Gönlün yangınına, sarıp kaplanmak mı?
Gel o zaman
Sana, Dolmabahçe sarayını vereyim
Saltanat kayıklarıyla gezelim
Top kapıda ki, kaşıkçı elması da senin
Boğaz içinde ki, yalılarda
Ben gönlü bol biriyim, olsa tüm dükkan da senin
Zira ben halk çocuğuyum, tek bir ekmeğe talim
Onları bizlere miras bıraktı, atalarım
Al mirasımı, tümü de senin olsun
Yeter ki, Allah’ım beni korusun
Aç ve sefil gözlü gösteriş budalası
Gönül derinliğince cana can katamayanı
Bu vatanı da, satanı
Neylesin bu hayat, son deminden de atılası
Seni satın alan, satmayı da çok iyi bilir
Yarı yollar da, çirkeflerin içinde boğulup kalası…
(16.12.2010)AZAP...
5.0
100% (15)