1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1560
Okunma

Tükürsün yüzüne iblis,kendini buğday sanan ayrık otlarının..
Denizini arayan bir ırmak gibi aradı sözüm özünü,gönlüm gönlü bal olanını...
Yükü katar katar kervanım ,geçerken kendi çölümden,
serabı gerçek eyleyen yüke, minnettar yüreğim,bilesin.
Zehirli örümceklerin hayaletleri,kara çalıcılar mağaralarında,
Eski bir tapınağın yıkıntıları arasında...
Şimdi yüreğim tanrıca direniyor gerçeğe inançsızlığa.
Şimdi atın ateşimi kar çukurlarına, dumanını dağlara götürdü hırçın rüzgarım
Atın kar çukurlarına.Karda dayansın,karda yansın..
Her güzelliğe acıkıyorsa ruhun ,doyurabilir mi tokluktaki açlığı zihin
Dibini görmeden çıkamazsın kör kuyulardan gerçeğe
Uşaklık etmiyorsan erdeme ve gerçeğe
Ruhuna mezardır bedeninde,bilesin.
Ummanda kaybolmak değil aşmaksa maksadın,
Sonrasızlık değildir kaderin,kaptanıysan geminin,
Yosun tutmaz ruhun,çiçeklenir benliğin; ancak kendi güneşiyle bilesin.
Çünkü ay doğurmaz güneşi.
Tarlaların buğday sevinci gibi hayatı sevişin olsun.
Güzelliklere gözleriyle dokunan keşiş gibi
Yalancı gebeliğini saklıyorsan zamana
Boşa uzatma ellerini yarına..
FELSEFİ ŞİİR DENEMELERİM..
5.0
100% (1)