2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1739
Okunma
Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya
Yağız atlar kırbaçlanır sisli dağların kuytu eteklerine,
Delikanlılar nam salar civar köylerine
Sürüler sürülür bozkır topraklardan bereketli topraklara
Koyunlar kırpılır, yünlerinden arındırılır
Aşklar dokunur kilim tezgâhlarında
Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya
Bir haber girer Serhat Ovası’ndan
Bir savaşın habercisidir ansızın gelen bu haber
Yine insanlar ölecektir serin mayıs ayında
Bir sefer vardır ülkemin topraklarına
Bir göçün, bir sürgünün habercisidir bu haber.
Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya
Saçlar örülür, kalın-siyah bıyıklar taranır
Bir aşkın habercisidir bu hazırlık
Günlerce sürecek olan bir düğünün sancısıdır.
Düğün nizamına geçilir
Ve renk renk, buram buram
Toprak kokan, insan kokan halaylar çekilir.
Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya
Serhat’ın dengbêjleri havar çeker,
Ağıtlar yakar sevdiklerine
Destanlar dökülür yurdumun topraklarına
Gözyaşları kurur esmer yanaklarda
Her bahar farklı gelir Mezopotamya’ya
Her ne kadar soğuk olsa da iklimi
Yine de insanları sıcaktır sana
Her ne kadar soğuk olsa da iklimi
Yine de kalın hatlarla ayrılır mevsimleri birbirinden
Dört mevsim derin izleriyle yaşanır Mezopotamya’da
Her bahar farklı gelirdi Mezopotamya’ya eskiden,
İnsanı fakir olsa da
Gönül zenginliğini en anlamlı haliyle yaşardın çok önceden.
Mertliği namerdin zulmünden
Barışı savaşın verdiği sefillikten
İnsanlığı şerefsizlikten
Öğrenmiştir Mezopotamya’nın halkı
5.0
100% (1)