SONBAHARIM
Bazen ölmek istersin ya,
ardına bakmadan bırakıp kaçmak. Bazen bir şarkı, bir yağmur damlasıdır sebep. Damlaya karışıp toprağa akmak öylesine. Yaşlı bir adam görürüm sokaklarda, Yapa yalınız gezen. Yılların yorgunluğu belini bükmüş. Umutlarının bitip hayatının elinden kayıp gittiğini; Son durağa geldiğini bilir ve düşünür yaşlı adam. Geçen yılların ardından öylece baka kalır. Öylesine güçsüz ve öylesine çaresizdir. Çaresiz gözlerle bakılır sevdiklerinin ardından. Halbuki o gözler kimlere ağlamış? Ela rengini kimlere akıtmıştır? Sonbahar gelince ben hep böyle olurum. Solmuş kuru bir yaprağa benzer ruhum. Rüzgar neredeyse ben oradayım. Bilmediğim meçhul diyarlar dayım. Sığınacak liman gibi görürüm bazen bir kalbi. Bana ait olmadığını bilerek yanaşırım bir limana. Demir attığım her limanı kanatırım bilirim. Demir atmak yasaktır bana, Kaçmalıyım ardına bakmadan uzaklara. Uçsuz bucaksız enginlerdir benim yarim. Ama anlamaz ki kalbim. Bir martının kanadında gitmiştir çoktan, Yasak diyarlara. Bir karayel’in insafına kalmış hayallerim. Bazen bitirmek gerekir ya, Pamuk ipliğini koparmak ister gönül. Kalemini kırıp atmak düzenin. Bıraktım hayat beni izlesin. Sarı yaprakları üstüme yağdırsın. Elveda baharın en güzel tonları; Elveda en güzel aşkım. Sonbaharım elveda. |