Güne seçilen şiirlerin çoğunlukla isabetli olduğu kanısındayım.Genelde hep aynı şairlerin sık sık güne gelmemesi dikkatimi çeken ayrı bir nokta.Bugün bu güzel şiir gözümden kaçmıştı.Günün şiirleri arasında seçilen bu güzel hece şiirinden ötürü şairini ve bu şiirin bize ulaşmasını kolaylaştıran seçki kurulunu kutlarım.

Gerek ferdi gerek içtimai muhasebenin yapılarak yuh çekilmesi gereken konulara ustalıkla dokunduran kıymetli şairin görüşlerine katılmamak mümkün değil .Vicdan sahibi her insanın ortak kanaati taşıdığı kanaatindeyim.Mazlumun ahı yerde kalmaz elbette.Zulümle abad olanın sonu da berbat olacaktır muhakkak.Gerek bu dünyada gerekse mahkeme-i kübrada zalimlerin zulümlerinin hesaplarını verecekleri bir gerçek.Parasına şöhretine nüfuzuna güvenen niceleri geldi geçti bu dünyadan.Hz.Süleymana kalmayan bu dünya ne firavunlara ne nemrutlara ne de karunlara kalmadı ve kalmayacaktır.

Şairin kendi nefis tezkiyesini yaptığı bu şiiri okuyunca kendi adıma şöyle düşündüm.Acaba eğrllerin doğrulması adına ne yaptın?Hangi mazlumun elinden tuttun hangi zalimin zulmüne engel olabildin.Yaptığın gırtlak ağalığını geçmedi.Sağda solda vatan kurtardın ama birşeyleri değiştirme adına mikro planda ne kendi adına ne ailen ne de yakın çevren adına olumlu tek adım atmadın.Atsanda ya nefsin karıştı işin içine ihlası zede aldı yahut kaz gelecek yerden tavuğu esirgemenin hesabını kurdun.Sırf bu dünya için yaratılmışsın gibi derdin hep kendi rahatın oldu.Halbuki başkalarının rahatını düşünmeden kendinin rahat olamayacağını bilemedin.Yunus dedin yunusvari olamadın.Taptuğun kapısına odunun bile eğrisinin girmesine müsade etmeyen yunus gönüllü bir insan olamadın.Evet belki çokları böyle bir iç muhasebe yapmayabilir ancak az olsa eğriliklerde payımız var mı düşünmeli değil miyiz?Şiirin muhtevası ile ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki.Ancak benim gibi his yoksulu aklı müşevves birinin söyleyebilecekleri maalesef sınırlı.Umarım şiirin muhtevasıyla ilgili daha geniş değerlendirmeler yapılır.Birbirinden değerli site üyelerimizin yorumlarını göz gerdiğimde hepsinde mevcut canlı hassasiyet karşısında ümitlerim bir hayli yeşerdi.İnşallah dünya ahlaki anlamda olması gereken zemine gelir.

Şiirin teknik yönüyle ilgili söylenecek pek birşey yok.Herkesin malumu olan teknik muhtevaya kısaca göz atarsak şiirin bu yönüyle de başarılı olduğunu görebiliriz.Kullanılan ayak kafiyeleriyle ilgili bir çok örnek görmeme karşın bu şiirde bu kafiyelerin çok güzel kullanıldığını söylemeden geçemeyeceğim.Koşma nazım türünün şiirle entegre olduğu bu güzel örnekte 7+7 ölçü duraklara riayet edilerek gayet şık bir şekilde uygulanmış.Her ne kadar sık kullanılan kafiyeler tercih edilse de şiirdeki kafiye örgüsünün anlamla bütünleşmesi gerçekten çok başarıllı.Ayrıca bu nazım türünde ilk kıta dışında dördüncü mısraların diğer üçüyle olan anlamsal bağı gayet güzel.Şiirde anlamca sıkıntılı diyebileceğim bir yer hemen hemen yok gibi.

"Elini bir kez taşın altına daldırmayan" mısrasına anlamca takıldığımı belirtmeliyim.Taşın altına elini daldırmak ifadesi bence tam oturmadı.Ayrıca şairin ve kısmıyla ayırdığı son dörtlük şiirin içine dahil edilirse gerek kullanılan ayak kafiye örgüsünü gerekse nazım türünü zaafiyete uğratacağı bir gerçek.Şairin "ve"diyerek son dörtlüğü şiirden ayrı tutması şiirdeki bu zaafiyeti ortadan kaldırabilir.

Bu sitede yazmaya başladığım sıralarda tanıdığım kıymetli şairi uzunca bir süre görememiş üzülmüştüm.Sizi tekrar buralarda görmek ne güzel.Şiir yolculuğunuzda başarılar dilerim.Saygılarımla...