10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1285
Okunma
Döngüsünden geçtiğimiz yap - boz oyunlarının
yanılsamalarından ibaret sürecinde
yaşamın
alnımıza kazıdığı ölümcül mührüyle
farkında olmaksızın
sevince doğmamış mıydık?
Zaman ve mekan’ın olmadığı anlarda
ne önemi vardı?
Ha bir çingene çadırında
ya da bir bedeviden doğmanın
Bir göç yolunda nakışlanmış
mavi boncuklu
tahta beşik sallanıyordu ilk uykuya
kapanıyordu gözlerimiz
belki pahalı bir hastanenin
renkli karyolası…
Kondururken busesini yanağımıza
hep Aynı melekti
gülücüklerimiz
Kafkas dağlarının kırbaç etkili rüzgârları çarparken atların yelesine
bir avazda dünyaya gelmenin farksız sevinciyle
buhurlara yanabilirdi sitar ezgileri
Alp dağlarının muhteşem doğası
olabilirdi çektiğimiz ilk nefes
Ne farkı vardı denizin ak ya da kara olmasının
okyanus ötelerinde?
Çekik gözlü bir anne memesine sarılırken
Savana düzlüklerinde sığır sidiği olabilirdi ilk banyo
kapkara yumuk parmaklarımızdan akabilirdi yaşam
akbabalar beklerken başucumuzda.
O ilk an değil miydi ortak sevincimiz?
Son ya da ilk olması sayılarımızın
yönlerimizin, yörelerimizin
ayrıcalıksız değil miydi dağları
bozkırlara düşerken çığlık
siniyordu ten kokularında sevinç
Bir vakitlik yaşamında zamanın
hafıza yitimleri
kaybolan sevinçlere dair.
Kim olduğumun şimdi ne önemi var?
Kıçımda bir şaplaaak, ensemde bir öpücük
hayat.
Sedef Kandemir- 2007