0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1530
Okunma

kavak yelleri
çılgın rüzgara dönüşür
rüyaları terkedilmiş
sabah sularında
bir güvercin kanadı uçuşur
bileklerime gerili zincirde
fırtına kopar
derin bir akıntı alıp götürür
kızgın mağmaya ulaşır
buharlaşırım
döner başımda dünya çaresiz
özgürleşir
evrene sığmam
sessiz karanlıklara terkedilmiş
bir çocuk gülüşüdür
gözyaşıyla ıslanmış
elinden alınmış
bir türkü dilidir
açlıkla uslanmış
yolunu yitirmiş
bir özlem kabarır
çölleşmiş ufkumda benim
seni öksüz bulunca
kaybolmuş patikalarında
bilinmez diyarların
tarihsel bir düttürüye dönüşür
acılarla pişirilmişliğim
nasır tutmuş topuklarımı
çatlatırcasına yürüdüm
asırlık çarıklarım eridi
astarı silindi yüzümün
parçalanmış coğrafyada
sen sola
ben sağa düştüm
düşürüldük
düşkünler evinde sığıntıyız
şimdi ikimiz
yurtsuz gözelerimizde birikir
yaşamı ölümün
uzatsan elini tutarım bilirsin
seni komam yardan aşağı
uzatsam elimi sarılır yaraların
yaramaz bir çocuk heyecanı kaplar yüzünü
dayasam sırtımı düşmem bilirim
taşırsın asırlık kamburunu güle oynaya
yüzünü sürsen yüzüme
aydınlanır kararan gözlerin
ağır aksakta olsa çıkarız ağrı dağına
nemrudu kıskandırmak adına
nuha sal olur akar gideriz
babil bahçelerini sulamaya...
sınırlar sinir uçlarımızı bölmüş ikiye
göbek bağımız kesilmiş dişle
nedenleri yalın
sonuçları çözümsüz
davalara kilitlenmiş kaderimiz
dost öykülere hasret
ölümcül beklemedeyiz
kulağımız kirişte
sancımız doğumsuz
ecelimiz elimizden alınmış
azap çukurlarına gömülmüş
taşsız mezarlara terkedilmiş
tarihsel iskeletiz
yaşama muhtaç
sevgiye aç
isasız haçız çarmıha gerilmiş
miraçsız muhammediz
arafta bekletilmiş...
biliyorum gürgenleşen düşlerim
filizlenmeyecek
yaban sarmaşıklar sarınca
her yanımı
dehlizlerde unutulan köklerim gövermeyecek
yeşermeyecek kışlanmışlığım
dalbudak salmayacak
ormanlaşmayacağız seninle
kinle sulanan topraktan
ağu hasada duracak
zehir zemberek
bir kısır döngüye bağlanacağız
asırlık davamız görülmeyecek
karar veren bensen olmadıkca
ölen yokolan bensen oldukca
doymayacak kana susamışlık
barış anılmayacak
savaş meydanlarında
biliyoruz
bu cinnet
bu cehil cesaret
tüketecek
kül olacak
sevgiden yana ne yoğurmuşsak
ne pişirilmişsek
insanlık fırınında
onu sunacağız
imparatorun sofrasına
diyetimizi ödeyeceğiz
savaş tanrılarına adaklanmışcasına
uzatacağız boyunlarımızı
kurbanlaşacağız
kurban olduğum
kanımızın aktığı çukurun başına
anıt taş dikilecek
kurbalıklar geçecek önünden
yürekleri teslim alınmış
beyinleri iğdiş edilmiş
boyunları eğdirilmiş
bayrak bayrak
marş marş
dua dua
ceylanlar geçecek kara gözlü
sürünerek
sürülecek
sürgüne
sürgün
sürgit
sür
yani...
Volkan Kemal
Bu şiirsel düttürü, halkların kardeşliğine adaklanmıştır.
Sürgünde yaşayanlar bilir acısını sürülmenin...