2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1417
Okunma

saklandığı adaları vardı sensizliğimin
iskelesi korkuluklarına yaslanırdı
sokakta kalmış perşembem
denize küs yüzüne değerdi
karaya vuran tebessüm
ve iki gözüm
uyku sersemi bakınırken
çıplak mavinin tuzuna
içime dert olurdu İstanbul
çöp kadınlar çizerdi çocuksu yanlarım
rengi soluk duvarlarıma
doğrular çizerdi kesişmeyecek
örümcek ağlarına takılırdı gökyüzüm
ve şarap tortusu hüznüm
dokuz kere geçerdi
dokuzuncu senfoninin içinden
kemanlar ağlardı habire
küfürbaz ellerime
içime dert olurdu İstanbul
utanırken iki günlük sakalım
dağınık saçlarıma
gündelik sesleri ıslanırdı simitçi tablalarının
semaver deminde yalnızlaşırdı
incebellimin sıcağı çayhanelerde
iki kaşık sen olurdun karıştırdığım
ısınırdı soğuğumda üşüyen öfkesi
alı-mor gözaltılarımın
rüzgar güllerini tırmalardı
fırtına kuşlarının serçe parmakları
içime dert olurdu
sokakta kalmış perşembem
içime dert olurdu İstanbul
Demir Mutlugil
5.0
100% (1)