Nasıl böyle bir hal aldık bilmem ki?
Daha açmadan solduk arkadaş,
Biz nasıl dünyaya geldik bilmem ki?
Daha doğmadan öldük arkadaş,

Binlerce cefaya katlanır idik,
Kara gecelerde aklanır idik,
Nice günahlardan paklanır idik,
Dünyanın narına yadık arkadaş,

Ne oldu şimdi gülen yüzlere,
Pişman olmadık vurduk dizlere,
Nice vaatlere biz ne sözlere,
Aldanıpta hergün kandık arkadaş,

Günleri sayardık sonlansın diye,
Gönülü severdik uslansın diye,
Düşmana dost dedik utnsın diye,
Dostların elinden yandık arkadaş,

İnsanlık içinde insanca yaşar,
Çakallar içinde aslanca gezer,
Düşmanı öteden öteye sezer,
Burnumuz ucunda bulduk arkadaş,

Hangi gün vardır ki akşam olmayan?
Hangi can vardır ki nefes almayan?
Hangi yüz vardır ki hiç kızarmayan?
Namusu şerefi andık arkadaş,

Gidenin gelenin halini sorduk,
Aman dileyene canımız verdik,
Dostların hatırına gülerek öldük,
Selamı düşmandan aldık arkadaş,

Namerde mertliğin kralı olduk,
Vurulduk ölmedik yaralı olduk,
Naçare her daim çareli olduk,
Ölüme ne çare bulduk arkadaş,

Gül ektik solmadan duran günlerce,
Suladık yeşerdi koktu aylarca,
Sabırla bekledik durduk yıllarca,
Sıhhati sabırla bulduk arkadaş,

Gün gördük nice günlerden kara,
Can gördük binlerce açılmış yara,
Dostlarım düşürdü bizde dara,
İpimi elinde gördük arkadaş