0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1070
Okunma

iki arada bir derede sıkışıp kalmışım.
ölüm geri çeviriyor beni,
hayatsa istemiyor!
ben şimdi nereye gidebilirim ki?
pembe uçlarının arasına koyup başımı
ağlamaktan başka ne yapabilirim ki?
ama ben kırk yaşımdayım, diyorsun.
dinle, bak,
gör işte!
değilsem de kendim;
bir ceset gibi gömülü kalbim, diyorum sana!
kim ısıtacak beni?
kim getirecek bana güneşi?
nereye çevirsem yönümü, yıkıntılarımı görüyorum.
sayıyorum, sayıyorum da bütün parçalanmış tuğlaları
bir tek kendimi sayamıyorum!
yokum…
beni sen bul, kırk yaşındaki genç kadınım
ve süt kadar berrağım.
neresindeyim hayatın göster bana.
nereye dokunsam acı, nereye baksam yalan
bir tek düşlerim var şimdi
yalansız ve seninle olan...
soğuk yakışmıyor düşlerimize,
ege’nin kavurucu sıcağındayım.
yukarıda gökyüzü, aşağıda deniz
mavilere boyanmış her yanım,
maviye kesmişim boydan boya
kim bilir kaç yüzyıllık bir zeytin ağacının gölgesinde…
birazdan efes’in
amfi tiyatrosunun taş basamaklarından
bir tiyatrocu edasıyla çıkıp
bana geliyorsun.
baharatlı otlara dokunarak, ellerine bulaştırıp
yüzlerime sürüyorsun.
unutturmak için geçmişimi
deva olmak için ceset olmuş yüreğime.
sokuluverdim yanına:
ama ben kırk yaşımdayım diyorsun yeniden...
şimdi efes kenti aşağıda
limanları kayıksız,
bulvarları sessiz olsa da
görüyoruz her şeyi; başka bir zamandayız.
ak saçlı rüya tabircisi ardemidotus
oturmuş bir çeşmenin başına,
milet’li bir kadının rüyasını yorumluyor
filozof heraklitos kütüphanenin girişinde
etrafındaki kalabalığa tanrıları anlatıyor
şu tiyatro sahnesinde ayakta duran da şair callinos’dur
bizi anlatan şiirini okuyor
işte st.jean: isa’nın has adamı, yanında meryem
konsil klisesinin basamaklarında
efeslilere isa’yı anlatıyor.
ne güzel sarılıyorsun bana
kaç asırlık zeytin ağacının gölgesinde.
istediğin ne benden diyorum,
ama ben kırk yaşımdayım diyorsun...
sonra da:
kim olduğumu, ne istediğimi, kimden istediğimi
bilecek yaşımdayım artık
ömür boyu sürecek bağlılıklara doydum diyorsun.
senin beni sevmeni istiyorum sadece
keşiflere çıkmanı bedenimde, bilmediklerini öğretmeni , istiyorum, diyorsun.
tam da öpecekken dudaklarımdan
bakire tanrıça artemis görüyor seni
ölümcül okunu sana yönlendirecekken
ayağa kalkıp, el ele, tepeye tırmanıyoruz.
karşıda bir yerlerde
selçuk’un sırtlarında
şirince görünüyor belli belirsiz.
çok şirince...
şarap istiyor canımız.
koşar adım iniyoruz ovaya
şarap içip kendimizden geçmek,
her şeyi unutmak,
yeniden başlamak istiyoruz.
suskun dilimizle
sarhoş dilimizle
güzel dilimizle
yeniden başlamak...
ama ben kırk yaşımdayım, diyorsun
sarhoş ve çılgın dilinle yeniden…