0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1396
Okunma
kırkikindi yağmurları gibi
yıkanıyor hücrelerimdeki hasret
sisler sevdasında
bu şehrin geceleri/üryan değil
günler mavisini kaybetmiş dalgaların
boynundaki ilmek
ne sabahlarım sabah
ne de akşamlarım
kalabalıklarda yalnız
tanıdıklarda yabancı
kendi dizeğinde sayıklayan
sessizlik misali
uçurumlara kanatıyorum
alfabemdeki bütün sesleri
yüzü, gözü karbonmonoksit
elleri nasır, alnı ter
genleri emek kokan
kara kuyularında
eksi dört yüz yaşamlar büyüten
ve erken ölümler çoğaltan
bu şehrin
neresinde bir düş görsem
seni akıtıyor en derinime
ve bir şiir oluyor bütün yaşanmışlık
diğer şiirlerden eksik
bağlanmışlığım biraz da
yalan olsa gerek
bu şehrin gurbetine
gene de çekip alamıyorum
kendi ellerimde/ kendi tutsaklığımı
bir samyeli, hoyrat bir dağ rüzgarı
alsa çıkınımı lodoslardan
götürse beni çocukluğuma
uzak kalsam acı sirenlerinden
-bu şehrin-