18
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2224
Okunma

Edip derler , yazarım suskunluğun türküsün .Çekerim duygusuz gönüllerin ipin,Kurarım tam orta yerine kendi gölümü..Vururum serseri hayallerin girdabını
Yeter!!Sensizliğin tufanına bırakma beni…
Hani?
Unutulmak kahpelikti ya!
Kum gibi hazineler bağışlansa olmayacaktı ömre değen
Nemrutun dualarıydı bizi ayakta tutan
Şimdi bir tepeciğin gölgesi mi sığınılan?
Gözlerim küskün bir saltanatın gölgesinde
Hatıralar mihenk taşında kararıyor
Nasıl sevmişim nasıl özlemiştim deliler gibi
Gelir diye umutlar beslerken
Unutulmayı hesaba katmıyordu giden!
Tebessümler vurgun yiyor firavun bakışlarında
Gözyaşlarım barındırırken aşk fakiri umudu
Çeyrek asır’a dayalı korkular intihar pimi çekiyor
Kurşun yarası bir söz oluyordu ölümün soğuk yüzü
Vuruyor ihanetin can acıtan çalısı
Bağışlardım, unutmak bu kadar zorlu olmasa idi
Paslı zincirler bağlayıp gittin yüreğimin duası
Krallar hani acı çekmezdi kaybetse de
Neden boğuyor gidiş vedaları
Yutkunuyor rutubetli havayı bedenim
Unutulmayı göze alıyor anılar
Kıvranıyor kabrinde verilen söz ve yeminler
Mühürlüyor dudakları işini bilen usta eller
Vardı ölüm, bilinmez diyarlarda
Galeyana gelmiş doyumsuz sevişmeler senin adınla
Gece saklarken fecri bırakıp gidiyordun
Semerime yüklediğim onca sevgiden geçerek
Emzirilen kaderim kuşatıyordu unutulmayı.
Gençliğe açık gidiyordu gözler,
Hesabı olmuyordu hayatın insanlarla
Alacağı varsa sualsiz götürüyordu zaten
Sana mahkûm gözlerim,bedenim, mıhlanmış yüreğimle
Son fecre kadar
Bir terki diyar düşüyordu karanfil yüreğime
Nefret sönerken!...
Bilmeden kendini yakıyor giden!
Jale KESKİN/İSKENDERUN