5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2512
Okunma

Ey, anısı içimde soluklanan ceylan
dudağıma vurdum dudağını, sen uyurken
yanakların yosun kokuyor, su taşımaktan
kışa soyunan yaşlı bir çınar gibisin
ıslak bir çingene pembesi gövden
yaza yazmıştın adını, ama güz seni unutmadı
bana derdini aç, korkma, ben avcı değilim
deli çocukluğumdur, özgürlüğüm
yorgun kında ağlayan Leyla ile Mecnun’nu gördüm
çaldım, gamzelerinde gizlenen binlerce yıldızı.
Neler... gördüm neler, senin olmadığın yerlerde
bir rüzgâr eser Ege’den, içinde nice gizler saklı
üstünde bulutlar dolanır gecenin
aklım karışıyor seni hatırladıkça
tedirginim, firardeyim, bu şehrin çıkmaz sokaklarında
iki kumru konuyor ayaklarımın dibine
tuttum kanatlarına kalbimi çiziyorum
niçin mi?
olur ya, pencerene konarlar.
Biraz hüzünü, biraz neşeli, biraz da menevşeliyim
bil ki böyle duygu fırtınaları da var
içimdeki volkan sendin, bir zamanlar
seni seninle paylaşmak, deniz kokulu teninde
uyumak ne güzel
aşkımdın, kavgamdın, en güzel çağrılarıma
bir tutku, bir alev, gittikçe içimde büyüyen
sevda nasıl bir şey hatırla, biraz düşün
bir gülle yıkanmıştım, ayrılırken bu kentten
bilmem söylemiş miydim sana.
Not: Şiirime renk katan resim, torunum Arman.
Bir ömür boyu mutlulukar, başarılar diliyorum
Nuri Dağdelen
Özdere-İzmir
20/ 2/ 2011
5.0
100% (4)