1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1379
Okunma
uçurum kendiliğinden
olmadı ya burada
mutlak bir yalnızlığa uzun
rüzgar esiyor sivri
kayalıklarında boşluga
vurarak
gözlerimi düşürmeden
yorulup yakınlıktan
birden duran gözlerimi
uzun uzun oturup
uçurumluyorum gözlerimi
geceleri insan böyle şeyler düşünüyorsa
bilinki ya bitmek üzeredir
yada gitmek
sabahları evin içi
soğuk kahve kokar
bir hipopotam oturuyor
masanın uzerinde
ıslak ve ağır
hep aynı şarkıyı
anımsatır
evde bir büyü bozan var
evde kafası karışık biri var
biri acı çekiyor bu evde
bu yüzden hipopotam oturuyor
masanın üzerinde
bir uçurum en fazla
iki insan arasında
uçurumluğundan utanarak değilde
uzanarak
koparıp sorulanları
oyunları yalanları
birden oluveriyor işte
birden ölüveriyor işte
herhangi bir akşam yemeğinden sonra
bir bıçak gibi giriyor içine
bütün yaşanmışlığıyla
uçurumlayıp şunlarını bunlarını
sesini değiştirip ağlıyor
sesini sertab erener e benzetiyor
adam uçurumlayıp kendini
kadın uçurumlayıp adamı
duruyorlar
hangimiz acı çekiyoruz
yada bu hipopotam ne renk
yine yaşıyoruz yaşayacagımızı
yine söylüyoruz ne istersek
ama bak işte oturuyor hala mutfakta
masanın üzerinde
kendi halinde