34
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
3072
Okunma

Çukurovada pamuk topladığım yıllarda 50 derece sıcaklıkta çalışan çiftçinin ne zorlukta para kazandığını daha küçük yaşımda keşfetmiştim. Bağrı yanık Anadolu kadınının hayatına bir kesitti.
Dudaklarımda gözyaşı sancıları
Esmer tenimde tülden hüzünler
Vakitler ki senden dökülen acı
Akşamın görülmez nefesine düşen
Birde o dar kaldırımların düşes şakırtısı
Uçsuz bucaksız tarlalarında sap saman
Gözlerine kadar gizlenen bir ırgat çeker ekmeğini
İçtiği ayrana döker toprağı
Bir ağıt duyulur çocukluğumun sisli mor sabahından
Elinde mendili ile acıdan bir yürek dizlerine vura vura
Ağıtlar yakar biraz önce göçen oğlunun ardından
Çukurova’nın sıcak yüzü
Terler bırakır gözyaşlarının kanlı hasretine
Nice romanların özetidir bastığımız toprak
Sıcağın bilmem kaç derece altında çalışan işçisi
Eski hanlardır bir tutam serinlik
Er sözü dinlenir sapana vurulmuş bedenle
Çukurova kadının işvesidir erkeği düşlere salan
Yanıktır tenler, alabildiğine güçlü beden
Çalışkandır can acıtsa da çalıda diken
Mordur geceler buharlaşan nehri ile
/Yırtar geceyi bir yanaşmanın eğreti gülüşü
Bir kandil söner dağ başı bir evde
Ruhlar günahkâr bir kozada çiçek olur
BeyazınI ansızın yağan yağmur karartır
Çıkmaz bir sokağın en uç gölgesidir saklayan!
Nenelerin ağıtlarıdır geceye vurulan
Erir fenerler ışıktan yakamoz caddelerde
Seyhan nehri yeni bir gün gibidir
Çukurova’m yanarda yanar
Eritir zamanlarında insanını
/İnsandır,ekmeğini paylaşan Çukurova’m
Kadındır erkektir çocuktur zaman...
Jale KESKİN
5.0
100% (23)