Gözden ırak zamanlar gibi,
Gözyaşları saklı dünümde,
Islak memede çocuk misali,
Avurtlarımda kıtlık dualar,
Harcandı hayatın sermayesi,
Düşek sancılarda umudum,


Kurşun delmeden teni,
Ellerim çığlıktı kayarken,
Darağaçlarına…


Şaşalı devirler vardı,
Kırmızı cilalı pabuçlar,
İpek böceğinden elbise,
Güllere karılmıştı kokum,


Hoyrat bir Bahçevan sözlüğünde çiçekler,
Kuru dallarını sermişlerdi yapraklar önüme,


Eteğinden çekişen hazanlar gibi,
Ölü ceninler düşürdü Kibele,
Doğurgan yamaçlara…

Sözünü bağladı biri,
Diğeri saçının telini,
Taze gelin dallarına,
Kurak iklimler gibi,
Susuz çiğler demledi,
Eylül sarnıçları…


Söze yiğit insanlar,
Ardına düştü karaların,
Ne hükmü vardı gururun,
Ne de sancısı çirkefin,
Söz namus,söz hiçti,
Piç sancılarda…


Dudu dilli bir üveyik uçuşu gibi,
Göz çapaklarına oturdu korku,


Sonra!
Bir solukta çıktı nefes,
Akorta düşen kemam gibi,
Gırtlağından…


13.09.2010

Düşek sancılarda sarı sıcak zamanlar gizli,
Keşkeler yol başlarında,Anaç kadınlar emziriyor…