Ümidim yaralı ceylan,
Hayellerimin kanadı kırık,
Ufkum kömür karası;
Hüznüm nam yapıyor bu gece
Efkarım gam vaktinde;
Gecenin bir vaktindeyim...

Saat hicranı beş dakika geçmiş,
Yastığım dikenli tel, Döşeğim çivili tahta;
Zifiri karanlık yorğanım gecenin ayazında,
Sereserpe uzanmışım ızdırabın içine...
Kaç yelkovan daha vuracak buğulu gözlerime?,
Akrep ne zaman varacak ümidimin üstüne?
Gözümü kanatıyor hasretin cam kırığı,
Efkarım gam vaktinde;
Gecenin zâr vaktindeyim...

Kederimi beşiğe koymuş ninniler söylüyorum,
Ağıtlar yakıyorum mavi rüyalarıma;
Gece bahtımdan kara,
Bahtım geceden zifir...
Bak; bir yıldız kayıyor,
Pembe hayellerimin üstüne mi düşecek?
Yoksa dert gölüme mi,
Gözyaşı nehrime mi;
Gecenin zor vaktindeyim...

Kara bulutlar geliyor ğöğsüme kabus gibi,
Zincirler vuruyorlar daracık pencereme,
Nakış - nakış işliyor çileler yüreğimi
Jilet olup kesiyor isyanım bedenimi;
Burnumun kemiğini yakıyor
Yaramın sam kokusu,
Efkarım gam vaktinde
Gecenin yâr vaktindeyim...


Çıldırmak üzereyim,
Atıyorum kendimi sokağın ıssızına
Yollarda yolum gibi çıkmıyor hiç genişe;
Gecenin dar vaktindeyim...

Yürüyorum öylesine avare,
Ayağım da serim gibi serseri;
Gölgemden başkası yok bana eşlik edecek,
Bende bıktım;
Onu peşim sıra sürümekten her yere...
Kaldırımda bizden başkası yok
Başı hicranla dolu ben,
ve, başı boş köpekler;
Gölgem de tam yanımda,
Efkarım gam vaktinde;
Gecenin var vaktindeyim...

Yitik ömrümün, varlığını buluyorum
kaldırımın taşında;
Kendi yokluğuma şahit oluyorum
Çıplak karanlıktaki, sokak lambasının altında;
Bir feryat kopuyor yüreğimden semaya
Tül beyazı duygularımın intizarını
İşitmiyor dolunay nedense,
Yıldızlar sağır;
Gecenin kör vaktindeyim...

Hüzünler yüreğimde kurumuş çalı gibi
Tutuşuyor sonunda isyanın ateşiyle,
Bağrımdan kıvılcımlar dökülüyor
Geçtiğim sokaklara..
Bu gece;
Felek kahrıma zam mı yaptı ne,
Efkarım gam vaktinde;
Gecenin her vaktindeyim...

Dikiyorum gözümü o an arş-ı âlâ’ya,
Bir seda iniyor semadan yüreğime;
Sabahın yakın,
Güneşin mor dağların ardında;
ve, müezzinin sesi
ALLAH’U EKBER,
ALLAH’U EKBER...
"Bu ses"
Bir beyaz güvercin gibi uçuşuyor tepembe,
Akıyor tutuşan yüregime nisan yağmuru gibi;
Sabır damarlarımın genişledigini hissediyorum o an,
Bir beyaz gölge
Alıp götürüyor beni,
Doğan güneşe doğru;
Gecenin sır vaktinde...